• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Süheyl ÇOBANOĞLU
suheylc@yahoo.com
21. YÜZYIL BAŞINDA BALKANLAR VE TÜRKİYE JEOPOLİTİĞİ-2
02/04/2013
21. yüzyıla girerken devrim niteliğinde üç önemli değişiklik yaşanmıştır.
Birincisi, JEOSTRATEJİK DEVRİMDİR. Piyasa ekonomisi, demokrasi, global değerler ve kültürel etkileşim gibi kavramların yarattığı yeni bir global diplomasi ve bu diplomasinin arkasında yer alacak yeni askeri konsept ve ittifaklar önem kazanmıştır.

İkincisi, ENFORMASYON DEVRİMİDİR. Teknolojinin üretimi ve transferi, yazılımın kontrolü; bilginin taşınması ve engellenmesi; kültür ve değerlerin enformasyon ortamında hızla yaygınlaşması ve karşılıklı etkileşim yaratması devlet yönetimlerine karşı dolaylı etkiler yaratmaktadır.

Üçüncüsü, YÖNETİM DEVRİMİDİR. Ülkelerin iç politika hedefleri, dış politikaların uygulanmasında karşılaşılan kısıtlamalarla yönetim anlayış ve biçimleri üzerinde önemli değişiklikler ortaya çıkarmıştır.

Bu durum yayılmacı devlet politikalarının güç kaybetmesine ve yönetimler arası ilişkilerin geliştirilmesine olanak tanırken karşılıklı bağımlılıkları da arttırmaktadır.
M. Kemal ATATÜRK 25.10.1931’de İkinci Balkan Konferansı nedeniyle TBMM’inde üye ülke temsilcilerine hitaben;

“İşte, siz, muhterem Balkan milletleri mümessilleri; mazinin karışık his ve hesaplarının üstüne çıkarak derin kardeşlik esasları kuracak ve geniş birlik ufukları açacaksınız. İhmal olunmuş ve unutulmuş büyük hakikatleri ortaya koyacaksınız.
Balkan milletleri içtimai ve siyasi ne çehre arz ederlerse etsinler, onların Orta Asya’dan gelmiş aynı kandan, yakın soylardan müşterek cedleri olduğunu unutmamak lazımdır.

Karadeniz’in şimal ve cenap yolları ile, binlerce seneler deniz dalgaları gibi birbiri ardınca gelip Balkanlar’a yerleşmiş olan insan kitleleri başka başka adlar taşımış olmalarına rağmen, hakikatte bir tek beşikten çıkan ve damarlarında aynı kan deveran eden kardeş kavimlerden başka bir şey değillerdir.”

Demek suretiyle farklı bir vizyon ortaya koymuş ve barışın tesisi, yönetimler arası ilişkilerin geliştirilmesi için derin mazini kırılmaz çelik halkalarıyla birbirine bağlanabileceğini belirtmiştir.

Türkiye Balkanlar-Kafkaslar-Orta Doğu üçgeninin merkezindeki stratejik konumu ve Orta Asya ülkeleri ile tarihi ve kültürel bağları ile önemli bir jeopolitik mihver olup aynı zamanda sınırlı kapasitesi ile jeostratejik bir oyuncudur.

Yeni dönemde Global Denge ve Türkiye’nin konumlandırılması açısından “ÇOK TARAFLILIĞI” temel alan bir teoriyle buna bağlı pratik strateji ve politikalar bütününü içeren bir dış politika izlenmelidir. Uluslar arası politika bir “ÇIKARLAR DENGESİ”dir. Çok taraflı ilişkiler nedeni ile farklı disiplinlerin bakış açısına, trendlerine ve değişmesi gerekli teorilerine; soğukkanlı, ne getirip-götüreceği iyi düşünülmüş, tahriklere hislere kapılmadan, menfaatleri iyi hesaplanmış muhakemeyle yaklaşmalıdır.

Çok taraflı denge ile ortaya konan “YAKIN ÇEVRE POLİTİKASI” Türkiye’nin kendi iç yapısında ve dış hedeflerinde bazı değişimleri gerektirmektedir. Bu değişimler ile çok taraflı dengede global konumun ve bölgesel jeopolitik evrimin sağladığı avantajları beşeri gelişme ve kalkınmaya dönüştürme imkanı bulacaktır.
Türkiye, Balkanlar, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Hazar Havası’ndaki yeni jeostratejik durumun ortaya koyduğu gereklilikler çerçevesinde, ortak çıkarlar baz alınarak, çok taraflı yeni dengenin ana aks ülkeleri ile ilişkilerini stratejik seviyede geliştirecektir. Bu yeni stratejik anlayış ve kavramın gerektirdiği yakın çevre politikası ise Türkiye tarafından bölgeye barış ve refahın getirilmesi için bir araç olacaktır.

Artan önem ve buna karşın artan riskle birlikte Türkiye’nin iki kutuplu dünyada üstlendiği tek tip ve iki yapıdan birine kesin bağlılık politikasının değiştiği gözlenmektedir. Bu değişiklik Türkiye’nin artık “ÇOK TARAFLI TÜRKİYE” profilinin yakalamakta olduğunu işaret etmektedir.

11 Eylül eylemi ile büyük bir ivme kazanan bu yeni süreçte gelişmeyi ve dönüşümü çok hızlı yapmak gerekmektedir. Savunma refleksinin yaratacağı içe kapanma riskini aşabilmek açısından ulusal çıkarların daha geniş bir alana ve farklı konulara yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Bulunulan fırsat ve tehdit kavşağı uzun bir süre beklemeyi kabul etmemektedir. Tarihin önemli bir değişim anını yaşamakta iken önemlilik evriminin fırsatını başarma evrimine çevirmek Türkiye için tek ve en önemli çıkar yoldur.
Suheyl COBANOGLU
Rumeli Balkan Federasyonu
Genel Baskanı

KAYNAKÇA

1. Türkiye’nin Jeopolitiği, Ahmet YAVUZ, Harp Akademileri Yayını-1998
2. Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği, Muzaffer ÖZDAĞ, Asam-2001
3. Balkanlarda Türk Varlığı, Erhan TÜRBEDAR, Asam-2003
4. 21. Yüzyıla Girerken Dünya Düzeni, Harp Akademileri Yayını-2000
5. 21.Yüzyıla Girerken Türkiye’nin Jeopolitik Durumu ve Jeostratejik Öneminin Yeniden Belirlenmesi, E. Kur. Alb. Nevzat DENK, Harp Akademileri Yayını-2000
6. Türkiye Kafkasya Balkanlar ve Orta Doğu, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Konferansı, Harp Akademileri Yayını-2000
7. 21. Yüzyıl Başlarında Balkanlar ve Türkiye, E. Tuğg. Özer SÜKAN, Harp Akademileri Yayını-2001
8. Balkanlardaki Gelişmeler ve Türkiye’ye Etkileri ile Balkanlar- Türkiye Otoyol Projesi, Harp Akademileri Yayını-1999
9. Dünyada Çok Taraflı Denge ve Türkiye için Yakın Gelecek, Dr. Can Fuat GÜRLESEL, M. Faruk DEMİR, İTO Yayınları-2002
10. Stratejik Derinlik, Ahmet DAVUTOĞLU,2001
11. Ölüm ve Sürgün, Justin McCarthy, 1998
12. Siyasi Tarih, Dr. Veli YILMAZ, Harp Akademileri Yayını-1998
13. 650.Yıl Sempozyumu, Yıldırım Ağonoğlu, 2002
14. Avrasya Dosyası/ Küresel Değerlendirme Özel, Asam–2003
15. Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği Stratejik Plana Doğru, Zalmay KHALİLZAD, İan O.LESSER, F.Stephen Larrobe, Asam-2000
16. Sonuçlarda Sebeplere, Mahir KAYNAK, 2004
17. Stratejik Analiz Dergisi, Muhtelif Sayılar


1370 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADIN OLMAK ZOR - 08/03/2016
KADIN OLMAK ZOR
Al Sana Soykırım - 01/03/2016
Al Sana Soykırım
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz - 29/01/2016
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz
KOPMAYACAĞIZ - 26/01/2016
KOPMAYACAĞIZ
İSLAMI KUŞATAN FİTNE - 14/01/2016
İSLAMI KUŞATAN FİTNE
DERDİNİZ NE ??? - 24/09/2015
DERDİNİZ NE ???
MEDENİYET DEDİĞİN... - 14/09/2015
MEDENİYET DEDİĞİN...
HANİ KARDEŞTİK !!! - 14/09/2015
HANİ KARDEŞTİK !!!
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ - 30/08/2015
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ
 Devamı