• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Bosna´daki Sırp soykırımının en en küçük kurbanı bir günlük bebek 18 yıl sonra belirlenen mezara konuluyor

Srebranitsa´nın en küçük şehidi toprağa verilecek

Bosna´daki Sırp soykırımının en en küçük kurbanı bir günlük bebek 18 yıl sonra belirlenen mezara konuluyor

Srebrenitsa soykırımının en küçük kurbanı bebek, 18. doğumgününde toprağa verilecek. Bosna´daki savaş sırasında 11 Temmuz 1995 yılında BM´nin kontrolündeki Srebrenitsa, Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birliklerince işgal edildi ve 8 binin üzerinde Boşnak katledildi.

Srebrenitsa´daki soykırımın üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, her yıl 11 Temmuz´da düzenlenen anma törenleri, yürekleri bir kez daha dağlıyor.

Toplu mezarlarda, parçalanmış halde ceset kalıntıları bulunan soykırım kurbanlarından kimlikleri tespit edilen 409´u bu yıl düzenlenecek törenlerde toprağa verilecek.

Potoçari´deki şehitlikte bu yıl toprağa verilecek 409 kurbanın mezar yerleri ve törenler için tüm hazırlıkar tamamlandı.

Kurbanlar için kazılan bir mezar dikkati çekti. Bu mezar, 18 yıl önce Srebrenitsa´nın 11 Temmuz´da işgal edildiği gün hayata gözlerini açan ve aynı gün isminin dahi konulmasına fırsat kalmadan ölen kız bebeğine ait...

Ratko Mladiç komutasındaki birlikler, BM´nin "güvenli bölge" olarak ilan ettiği Srebrenitsa´yı ele geçirmese ve katliam yaşanmasaydı, ´´isimsiz´´ bebek bu yıl, 18 yaşında olacaktı.

Sırp birlikler, Srebrenitsa ve civar yerleşim birimlerinde 8 binin üzerinde Boşnak´ı katletmeseydi, ´´isimsiz´´ bebeğin 18. yaş gününe, belki babası Hayrudin Muhiç, iki amcası ve dedesi de katılıyor olacaktı.

Srebrenitsa soykırımında, Muhiç ailesinin neredeyse tüm erkek üyeleri katledilmişti.

Katliamın yaşandığı gün dünyaya gelen, ancak "ölü doğduğu" söylenerek annesinden alınan bebeğin cesedine ise BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun´un Srebrenitsa´ya geçen yıl gerçekleştirdiği tarihi ziyarette, savaş döneminde BM kontrolündeki Hollandalı birliklerin kullandığı fabrikanın bahçesindeki toplu mezarda ulaşılmıştı.

Bebeğin annesi Hava Muhiç ve katliamın yaşandığı 1995 yılında 5 yaşında olan büyük kardeşi, bugün Bosna Hersek´ten ve Srebrenitsa´dan çok uzakta Fransa´da yaşıyor.

Bu yılki toplu cenaze törenine katılmak için Bosna Hersek´e gelen anne Hava Muhiç, tüm akrabalarının Potoçari Anıt Mezarlığı´nda gömülü olduğunu ve bu nedenle kızının da buraya gömülmesini istediğini söyledi.

Yetkililerden, ´´isimsiz´´ kızının tabutuna isim yazılmasını rica ettiğini belirten Hava Muhiç, ´´İsimsiz olarak defnedilmesini istemedim. Bebeğimin ismini ´Fatima´ koymak istedim. Ancak bu prosedür gereği kabul görmedi" dedi.

Srebrenitsalı annelerin, uzun yıllar, Mladiç komutasındaki birliklerin yaptığı katliamlar nedeniyle acılı olduğunu söyleyen Hava Muhiç, bu annelerin, çocuklarının bir kemiği bulununca dahi mutlu olduklarını ifade etti.

Hava Muhiç, ´´Şimdi benim içim daha rahat. Çünkü artık, çocuğumun küçük bedeninin nerede olduğunu biliyorum. Gerektiği gibi defnedileceğini biliyorum. Bugüne dek, hep bunları düşündüm´´ diye konuştu.

Kızını kaybettiği ve bir daha izine rastlayamadığı günle ilgili ise şu bilgileri verdi: ´´Srebrenitsa´da soykırım yapılmaya devam ederken, 11 Temmuz´da BM bünyesinde grev yapan Hollandalı askerlerin taburunda, doğumun ardından yanıma gelen bir BM askeri kızımın göbek bağının boğazına dolandığını ve ölü olarak doğduğunu söyleyerek onu benden aldı. Onu defnetmek için götürdüklerini söyledi. Ölü olup olmadığını dahi bilmiyorum. Onu görmeme izin vermediler. Eğer onu benden alan askerin kim olduğunu bilseydim, bugün karşısına geçip, kızımı nereye gömdüğünü neden sakladığını sorgulardım.´´

Hava Muhiç, doğum yaptığı o geceyi şu ifadelerle anlattı:

´´Srebrenitsa´nın düşmesinin ardından, Potoçari´ye gelmiştik. Derme çatma bir binanın içindeydik. Geceyi orada geçirdim. Sancılarım vardı. Doğum için eşimin annesiyle dışarı çıktık. Bizi BM askerleri karşıladı. İçeriye (Hollanda taburu) benim girebileceğimi, ancak başkasının giremeyeceğini söylediler. Beni içeride bir odaya götürdüler. Bosnalı bir kadın doğumumu gerçekleştirdi. Bana çocuğumun ölü doğduğunu söylediler. Sonra BM askeri üniforması taşıyan iki kişi geldi. Hollandalılar ya da değiller, bilemiyorum. Bebeği aldıklarını ve defnetmek üzere götürdüklerini söylediler. Kişisel bilgilerimi yazıp gittiler. Ölü de olsa en azından bir kez görebilseydim bebeğimi, ama izin vermediler.´´


947 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın