• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Makedonya Üsküp'le ilgili kısa bir bilgi notu

Öncelikle Üsküp’teki o çirkin Meydana değinmek istiyorum. Tarihte Makedonlar ilk kez devlet olmuş ve de bu devletlerini muhafaza etmek istiyorlar. Elbette birtakım kahramanlar icat edecek ve bunlara da sarılacaklardır. Ki bu kahramanlarının bir kısmı da Bulgar asıllıdır. Bir de dinlerine dört elle sarılmak zorundadırlar bunu doğal karşılamak lazım. Ancak bunu yaparken de en büyük müttefiki olan Türkiye’yi de üzmemeleri gerekir.

Yani Osmanlı mirasını ortadan kaldırmak oradaki soydaşlarımızı çok üzer.

1- Taş Köprünün (Fatih Köprüsü) karşısında 1925 yılına kadar Burmalı Camisi vardı . O tarihte Sırplar bu güzelim 16 ncı asır Osmanlı eserini yıkıp yerine Üsküb’ün sembolü olan o meşhur Orduevini inşa ettiler. Bu bina da 26 Temmuz 1963 tarihli depremde tamamen yıkıldı.

Şimdi bu Caminin Mermer sütunlarının birkaçı Üsküp Parkında (Bu muazzam Park da Osmanlı dönemi eseridir.)sergilenmekte ve sadece Tarihi kalıntı yazısı bulunmaktadır. Türkiye Büyük bir devlettir, bu sütunların Burmalı Camiye ait olduğunu oraya yazdırabilir. Bu Caminin o muhteşem avizesi bugün için Manastır Orduevi binasının salonunda asılıdır. Gelelim o güzelim Osmanlı köprüsüne, 2002 yılında bu köprü restore edildi. Restorasyondan önce benim teklifimle dönemin B.Elçisi Sn. Mehmet Taşer Bey: o zamanlar Kültür Bakanı olan Sn. Ganka Samuilova TVETANOVA’ya bir mektup göndererek köprü restorasyonu sırasında dikkatli davranılması ve köprünün orijinal yapısına da zarar verilmemesi ricasında bulunmuştur. Buna rağmen Köprü onarılırken Modern bir restorasyon yapılmış ve Köprünün ortasında bulunan mimber (Stradzarska Kula) dikkatsizlik ya da kasıt sonucu Vardar nehrine düşmüş olup B. Elçiliğimizce derhal Makedon Hükümetine bir nota verilmiştir.

Bu gün için o köprüde İkinci Murat zamanında inşa edilmiştir yazısı varsa bu benim şahsi teşebbüsümle olmuştur. Köprünün onarımı sırasında VEÇER Gazetesi bu köprünün ÇAR Duşan tarafından inşa edildiğini iddia etmiştir.

Makedonyanın Sırp Hırvat Krallığı egemenliğinde olduğu yıllarda Sırplar bu Köprüye Duşanov Most demişlerdir. Ancak ben anılan gazeteye yaptığım açıklamada, Köprünün inşa tarihinin 1446-1451 olduğu 1451 yılında İkinci Murat tahtı oğlu Fatih Sultan Mehmede bırakınca , köprünün Fatih adıyla anıldığı bilinmektedir.

Aynı dönemde iki aynı köprü inşa edilmiş , bunlardan bir Larissa Yakınında , Diğeri de Uzunköprüdeki köprüdür. Çar Duşan Bu köprülerin inşaatından takriben 100 yıl önce ölmüş olup, DUŞAN, ORHAN GAZİNİN Muasırıdır. Bunu belgeledim ve sustular. Bu iddiayı atan kişi bir mimar olan ve köprüyü restore eden aşırı bir Makedon Milliyetçisi olan Vasil İLYOV dur. Kendisine “ Siz tarihçi değil bir mimarsınız , bu konu tarihçilerin ve benim işimdir. Bu köprüyü Makedonlar yaptı , bu duvar işçiliği sizde var, ama Osmanlı döneminde beraber yaptık diyerek, onların da gönlünü aldım.

2- Devletimiz üst makamı Sn. Başbakan ve Sn. Başbakanımızın çözmesi gereken bir konu da Pirlepe ve Manastırdaki o güzelim Osmanlı saat kulelerine 1992 yılında Pelagonya ve Manastır Mitropoliti olan Sırp asıllı Papaz PETAR ın teşvikiyle konan çirkin Haçlardır.(Papaz Petar halen aynı görevdedir.)

Şimdi bu konuyu Sn. Başbakan gündeme getirip GRUYEVSKİ ye söylese Gruyevski HAYIR mı diyecek. O saat Kuleleri Dini yapılar değildir.

3- Diğer bir husus ise Yine Üst düzeyde çözülecek olan Kocacıktaki ATA Evinin inşasıdır. Türklerin oradaki bütün sorunlarının Sn. Devlet Bakanı Hadi NEZİR tarafından, Sn. Başbakanımız R. Tayip ERDOĞAN’a iletilmesini 15 Eylül 2011 günü kendisiyle Ankarada yaptığım bir görüşmede ilettim.

4- Bilmiyorum size verdiğim belgelerde benim Makedonya konusunda gerek TİKA ve gerekse Kültür ve Dışişleri Bakanlığımıza yazdığım yazılar var mı? Şimdiye kadar hiçbir yazıma cevap alamadım ve uyarılarım da dikkate alınmadı. Mesela : Ohride tarihi ve görkemli bir lise binası vardır. SVETİ KLİMENT adını taşıyor. 1910 yılında Ohrili Eyüp SABRİ Bey tarafından yaptırılmıştır.(Atatürk’ün yakın arkadaşı) yine Ohrideki Keşan Camisi, Akbaba Türbesi , Korunması gereken Kültür varlıkları kapsamında değildir. 1968 yılında bu liste tanzim edilirken bunlar yazılmamış. Makedonlar bunu kabul ediyorlar. B.Elçilik ya da Kültür Müşavirinin başvurması yeterlidir. Hiçbir teşebbüs yok. Yine 1974 yılında Merhum Şair Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Sruga Şiir akşamları ALTIN ÇELENK Ödülünü almıştır. Ödül alan şairlerin isimleri Srtuga Parkında birer Pirinç Plakete ayrı ayrı yazılmıştır. Ancak çok zaman geçtiği için Şairimizin ismi okunmuyor. O Plâket yenilensin diye yazdım , ama yenilenmedi. Bu sene gidişimde o Plâketi ben yenileyeceğim ve resimleyip ilgili makamlara ibreti alêm için göndereceğim. Zor iş mi bunlar. Yine önemli bir uyarıda daha bulundum. Ohri’de bugünkü Letnitsa Restoranın (İskele karşısı) bulunduğu yerde Hacı Kasım Camisi vardı. 1949 yılında Komünistler bir gece bu camiyi altında kilise olduğu gerekçesiyle yıktılar, altında kilise Çıkmayınca Restoranı yaptılar. Son üç dört yıldır Makedonlar bu Restoranın Bahçesine iki siyah Pano koymuş, birkaç da ikona ve de Haç yerleştirmiş, oraya Sveti İLİJA diye mum yakıyorlar. İlerde bir olaya sebebiyet verip oraya Kilise yapmaya kalkmasınlar diye Makedonların uyarılmasını istedim. Bugün için Ohri ve Struga ‘da 3500 dolayında Türk ve ayrıca bu orandan kat kat fazla Müslüman Arnavut yaşıyor.

5- Son olarak Üsküp Hamamlarına değineceğim. Yazar Daniel KOCEVSKİ iyi bir araştırmacı ve Türk dostudur. Söz konusu Hamamın yerini biliyorum. TİKA’ya uygun bir zamanda yazacağım bu konuyu , onlar yapsın bu hamamı. Kocevski geçtğiğimiz yıla kadar Struga şiir akşamlarının Başkanlığını yapıyordu. 2002 yılında GO SAKAM SKOPJE adlı bir kitap yayınladı.Bu kitapta Osmanlı döneminden ve o dönemin eserlerinden sitayişle bahsediyor.

6- Dün akşam MKTV 1945-1948 yılları arasında Yunanistandaki iç Savaşta Yunanlıların 21.000 Makedonu katlettiğini söyledi. Kaç zamandır Osmanlıdan sonra LERİN-KOSTUR- YENİCE VARDAR ve birçok bölgede Yunanlıların Makedonlara şiddet ve cinayet uygulayarak onları zorla asimile etmeye kalktığını anlatıtorlar. Ajde Sluşaj Sluşaj Kaleş Bre Anco Şarkısındaki Kleto Bre Turçe sözünü bir Sırp Snatçı LEPO BRE TURÇE oalşark seslendirdi. Ben de bu şarkıyı söylerken Kleto yerine VERNO olarak söylüyorum.

Selamlar.

Şakir İLYASOĞULLARI

(Sn. Mustafa Bereketli'ye gönderilen,kısa bir bilgi notu.)