• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Türklere Uygulanan Soykırım

Atatürk'ün sözüyle başlayarak  devam ediyoruz.

- "Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR...1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri! ..

TÜRK'ÜN AVRUPA'DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI İSTEĞİYLE HORTLAYAN HAÇLI ZİHNİYETİNİN GİRİŞTİĞİ TOPLU KATLİAMLAR!..

1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER'e reva görülen zulüm ve İŞKENCELER!..

Tarihin bu acı mirasları her TÜRK'ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir.Milletimizin kalbinde HİSS-İ İNTİKAM olmalı!...Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır" (16.3.1923) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Bu RUS gazetecinin BALKANLAR'daki BULGAR ve YUNAN mezalimi anlatan ifadeleri gibi, DOĞU ANADOLU'da aynı yıllarda uygulanan ERMENİ zulüm ve vahşetini de anlatan pek çok RUS ve diğer ecnebi yazarlar, askerler, resmî görevliler vardır. Bir kısmının eserleri aşağıda verilmiştir.

Aşağıda Milan'da yayınlanan SEKOLO gazetesinin Rumeli'ndeki hususi muhabiri Mösyo LÜSİYEN MANİRİNİ'nin Selânik'ten yazdığı Nisan 1913 tarihli mektubundan ibareler okuyacaksınız:

- "Artık sükût edemiyoruz!"

- Boğazlanan MAKEDONYA masumlarının halini, SELÂNİK'te Bulgarlar tarafından Türkler'e yapılan katliam ve hırsızlıkları bütün fecaatiyle, bütün vahşetiyle his ve idrak ediyoruz!"

- "Muharebe ilân edildi, BALKANLAR'ın vahşileri Bulgarlar, bir kan ve ateş şelâlesi gibi hücum ettiler. Binlerce Türk köylüleri evlerinin yakıldığını, yağma edildiğini, karı ve kızlarının iffet ve namuslarının kirletildiğini ve sevdikleri kimselerin ölüm titremelerinin yayıldığını görmüşlerdir."

-Bu yerlerden 'Hıristiyan Medeniyeti'(!) geçiyordu!.. Veyl mağluplara!.."

- "Bulgaristan'ın orduları Türk ordusuna karşı değil, fakat Türk ırk ve nesline karşı muharebe ediyorlardı!"

- "Konsoloslar binlerce vesikaya mâlik bulunuyorlar! .. Kurbanların listesi pek tafsilâtlı ve fecîdir. Bu listelerden 50.000 Türk'ün boğazlandığı anlaşılıyor!"

- "Yunan ordusunu gayr-ı memnun bir nazarla karşılayan SELÂNİK ahalisi, Bulgar işgâlinden kurtulmalarını , büyük bir nimet telâkki ediyorlar!"

Evet, bir de bu var!..

TÜRK DEVLETİ'nin yönetiminden, vaktiyle yeniçerilerin zulmünden şikâyet edenler, kendi dindaşlarının işgâline uğrayınca Hanya'yı, Konya'yı anlamışlar!..

Bu, hep böyle olmuştur! 1. Cihan Savaşı'nda Türk ordusunu arkadan vuran Araplar, OSMANLI hâkimiyetinden çıkmak için gavurla iş birliği yapan Araplar; çok kısa bir süre İngiliz ve Fansız işgâlinde kalınca, akılları başlarına gelmiş, 1920'lerde MUSTAFA KEMÂL'e başvurmuş, "Aman, bizi de kurtar!" demişlerdi!

MUSTAFA KEMÂL'in cevabı, "Birleşin, kendinizi kurtarın. Sonra isterseniz, gene bir devlet oluruz," şeklinde idi.

Mektuba devam ediyoruz:

- "Komitacıların çeteleri ve muntazam Bulgar askerleri, müslümanların fecî imhasına iştirak etmişlerdir.

SELÂNİK'te İtalyanlar, Almanlar ve Fransızlar'la görüşerek Bulgarlar'ın neler yaptıklarını sorduğum zaman, 'şenaat, şenaat' cevabını vermişlerdir!"

- "Bütün köyler yağma ve tahrip edilmiştir.

SİROZ'da 800 Müslüman boğazlanmış, SİROZ kumandanlığına da, bu kıtalleri icra eden komitacıların reisi getirilmiştir!"

- "Diğer bir köyde çete reislerinden DONÇO, camileri İslâm kadın ve çocukları ile doldurduktan sonra bombalarla berhava etmiştir."

- "Çete reislerinden ÇERNOPEYEF 200 komitacıyla KAVALA'ya girerek ahaliye 1.000.000 vergi tarhetmiştir.

7 Yahudi zengini ölüm tehdidi altında 22.000 lira kurtuluş fidyesi vermeye mecbur kalmışlardır.

KAVALA ve DEDEAĞAÇ'ta binlerce Müslüman boğazlanmıştır."

- "SELÂNİK dahilinde seyahat eden bir Katolik, bana gönderdiği mektupta, 'Tahrip edilmiş Müslüman evleri enkazı arasında çocuk ve kadın cesetleri görülüyor.

Irz ve namusları kirletilen kadınların vücutları parçalanan Türkler'in, cebrî vaftizlerin, yağma ve hırsızlıkların miktarı haddi aşmıştır,' diyordu."

- "Bir kaç gün evvel OSMANİYE kazasından bir heyet büyük devletlerinin konsoloslarını ziyaret ederek aşağıdaki muhtırayı vermişlerdir:

- "Biz OSMANİYE kazasına tâbi BAHÇEOVA köyü sâkinlerindeniz. Kazamızın Müslüman ahalisi Bulgar ordusunun kıtalinden korktuğu cihetle SİROZ, DEMİRHİSAR, DOYRAN, USTURUMÇA kazalarına iltica etmişlerdir. Bilâhare Bulgar vahşetinin kesileceği, namus ve hayatlarının himaye edileceğini zannettikleri cihetle yuvalarına dönmüşlerdir."

- "Fakat ahali BURUVA, BURHANİYE, ÇATIK, TEMNEK, İHSANİYE, TİRTOBİSKA, VİRİCE, İRAVE, İSTAMER, İSVEKRA, GROVA, KİLİMANTA, KOBYAR ve ÇAREVE köylerine vasıl oldukları zaman, Bulgarlar tarafından tecavüze uğramış, gayr-ı kaabil-i tasvir işkencelere düçâr edilmişlerdir."

- "Bu 14 köyün bütün genç kızlarının namusu heder edilmiş, bunların en güzelleri Hıristiyanlaşmaya mecbur edilmiştir. Hıristiyanlıktan istinkaf eyleyen bir köylü, dövülmüş ve öldürülmüştür."

- "Komşu CUMAYIBÂLÂ, PETRİÇ ve MENİK kazalaının Müslümanları aynı sefalet halinde bulunmaktadır."

- "Medenî milletlerde bir merhamet zerresi ve insaniyet kalmadı mı?.. Bu felâket hallerine nihayet verecek tedbirleri almalarını rica ederiz. "

İmza: Şükrü oğlu Salih, Ahmet oğlu Mehmet

Brüksel'de LE SOIR gazetesine SELÂNİK'ten gönderilen bir mektupta deniyor ki:

- "SELÂNİK artık Avrupa'da değildir. Âdeta Afrika'ya naklolunmuş gibidir!"

- "MAKEDONYA bugün DANTE'nin bile tasavvur edemediği derecede hayalleri aşan bir takım mezalim ve felâketlere sahne oluyor!"

Bilindiği gibi, meşhur İtalyan şairi Dante, "İlâhî Komedi" adlı eserinde korkunç cehennem tasvirleri yapmıştır... Mektuba devam edelim:

- "Bulgarlar, Sırp ve Yunanlar'ın Trakya, eski Sırbistan, Epir ve Makedonya'ya doğru yürüdüklerini biliyorsunuz."

- "Askerleri halim ve selim, kanaatkâr, bedenleri kuvvetli ve bahadır olan Osmanlı ordusunun her türlü teşkilâttan mahrum olduğunu da öğrendiniz."

- "Fakat gazetecilerin yazmadıkları şeyler, muzaffer orduların zulüm ve vahşetidir!"

- "Yunanlar, Bulgarlar ve Sırplar geçtikleri havalide çocuk, kadın ihtiyar, bütün Türkler'i öldürüyorlar! Kasabaları yaktıktan, cami ve minareleri yıktıktan sonra, bütün Müslümanlar'ı yok ediyorlar!"

- "Bazı kasabalarda hiç bir Müslüman, hiç bir cami ve hiç bir mesken kalmamıştır!

Bulgar hududunda bulunan CUMAYIBÂLÂ'dan SELÂNİK'e kadar komitacıların yanında gelmiş olan arkadaşlarımdan biri, CUMAYIBÂLÂ, MENİK ve PETRİÇ kazalarında bütün Müslümanlar'ın katliam edilmiş olduğunu naklediyor!

Yollar cesetler ile doludur."

- "Müthiş bir HAÇLI muharebesi karşısında bulunuyoruz.

Bu muharebe Müslümanlar'ı imha ve ortadan kaldırmak maksadıyla vuku bulmaktadır!

Bütün memleketin Hıristiyanlar'dan ibaret kalması için, ittifakla Müslümanlar'ın tamamiyle ortadan kalkmasını arzu eylemektedirler!"

- "SELÂNİK'te bir gece içinde 150 Müslüman öldürmüşlerdir!. 

Bu Müslümanlar sığınacak yer bulamadıkları cihetle, kahvehanelerde yatmaktaydılar."

- "Bulgarlar, Baruthane'ye ateş vererek 1000 Osmanlı askerinin mahvolmasına sebebiyet vermişlerdi."

- "SİROZ'da, ÜSKÜP'te ve MANASTIR'da ne kadar katliam vuku buluyor?"

- "Yakın bir zamana kadar OSMANLI AVRUPASI'nda hiç bir Müslüman kalmayacağına emin olabilirsiniz!"

KAVALA'da bir ecnebi madamın Viyana'daki babasına gönderdiği, ve Weinersunon Montag Zeitung gazetesinde yayınlanan mektubu:

- "Bundan tam bir ay evvel, sabah saat 8'e doğru atlarına binmiş 5 Bulgar komitacısı şehre girerek Kaymakam'ı esir ettikten sonra, KAVALA'yı bir 'Bulgar Limanı' ilan etmişlerdir."

- "İşgâlin ertesi günü Türkler aleyhine katliama başlanmıştır. Müslümanlar'ın ileri gelenleri hapsedilerek muhakemesiz idam olunmuşlardır."

- "Gece yarısına doğru bütün mahpuslar uykudan kaldırılarak çırılçıplak bir halde ikişer üçer bağlandıktan sonra, keskin süngüler zavallıların karınlarına saplatılmış ve dipçiklerle müthiş surette dövülmüşlerdir."

- " Birinci gecede 39, ikinci gecede 15, üçüncü gecede 8 ve daha sonra 30 kişi öldürülmüştür. KAVALA'da yokedilenlerin sayısı 115 kişiye bâliğ olmaktadır."

- "KAVALA'ya etraf köylerden gelen muhacirleri, 'hayatlarının mahfuzu kalacağına' dair teminat vererek geri göndermişler, buna rağmen muhacirlerden büyük kısmı katledilmişlerdir."

- "SİROZ'da nefsini müdafaaya kalkışan Türkler, düşman askerlerinden 2 kişiyi öldürdüklerinden, Bulgar zabiti, 'Şimdi saat 4'tür, yarın saat 4'e kadar Türkler'e istediğinizi yapabilirsiniz,' demiştir!

Bulgarlar bu müsaade üzerine canavarlar gibi katliam yapmışlardır.

24 saat zarfında öldürülen Müslümanların miktarı 1.200, bir rivayete göre de 1.900'dür."

- "İSKEÇE'de kaçışan ahaliyi alçak Bulgar askerleri takip ederek, ellerine geçirdiklerini PARÇA PARÇA etmişlerdir!"

_ "DRAMA'da Türk zenginlerden birisinin kafası kesildikten sonra, bir sandık üzerine konmuş, maktulün ağzına bir de pipo sıkıştırılmıştır!..

DRAMA'da Türkler aleyhine icra edilen katliamları müteakip, Museviler'e karşı tecavüze başlanmıştır!

Musevi zenginlerinden birkaçı SARIŞABAN'a sevkedilerek 6 gün müddetle en ağır işkencelere uğratıldıktan sonra 11.000 Osmanlı lirası fidye-i necat mukabilinde salıverilmişlerdir."

- "Müslüman ailelerin hanelerine cebren girilerek kadınların ırzına geçilmiştir. Müslüman hanımlardan birinin burun ve memeleri kesildiği gibi, çocuğunun gözleri önünde katlolunmuştur!"

İngiliz Daily Telgraph gazetesinin Peşte muhabiri şu haberi geçmişti:

- "Bulgaristan Kralı Ferdinand, 'Salip ile Hilâl arasındaki cidal'den bahsetmiştir. Salip (haç) insaniyet ve merhamet timsali olduğu halde, iş bu merkezde cereyan etmemiştir."

- "Sırp asker ve zabitlerinin Arnavutluk'ta icra ettikleri vahşet ve gaddarlıklar, harb muhabirlerinin raporlarıyla sübut (ispat) mertebesine ulaşmıştır."

- "Ben bu raporları görmek fırsatını buldum. GENERAL YANKOVİÇ'in kumandası altında bulunun askerlerinin silahlı Arnavutlar'ı katl ve idamla iktifa etmeyip, kan içiciliklerini silahsız erkek , ihtiyar ve kadınlara, çocuklara ve henüz beşikteki bebeklere karşı bile ortaya koymuşlardır."

- "KUMONOVA ile ÜSKÜP arasında 3.000 kişi öldürülüp yokedilmiştir!"

- "PRİŞTİNE civarında 5.000 kişi Sırp sulmü altında mahvedilmişlerdir."

- "Birçok köylerde bütün evler ateşe atılmış, ve o evlerin biçâre halkı avlulardan kaçarken fareler gibi öldürülmüşlerdir. Erkekler, kendi aile ve çocuklarının gözü önünde kurşunla öldürülmüşlerdir. Sonra zavallı kadınlara ciğerpârelerinin (çocuklarının) süngülerle parçalanmaları , cebren seyrettirilmiş tir."

FRUZVİK'teki Sırp kumandanı, firarileri geri dönerek silahlarını teslim etmeye davet etmiştir.

Bunlar silahlarını teslim ettikten sonra, 400 kişi birden, öldürülmüşlerdir.

Bütün FRUZVİK'te 5-6 Müslüman ailesi sağ bırakılmıştır.

BAROS'ta ve PRİŞTİNE'de ahali tamamen öldürülmüştür. Sırp subayları Müslüman Arnavutlar'ı 'av hayvanı gibi öldürdüklerini' kendileri söylemişlerdir!"

Olaylara şahit olan bir Kızılhaç doktoru şunları anlatıyor:

- "Her nerede Arnavut görülmüş ise, merhametsizce öldürülmüştür!

Kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar dahi istisna edilmemiştir!

Eski Sırbistan'da alevler içinde kalmış köyler gördüm.

KIRATOVA civarında GENERAL İSTEFANOVİÇ, yüzlerce esiri iki sıraya dizmiş ve ve makinalı tüfekle öldürmüştür.

GENERAL ZİYOKOVİÇ ise, SENİCE civarında 950 Arnavut ve Türk ileri gelenlerini öldürmüştür."

Bahsedilen olaylar 1912'de, yani neredeyse 100 sene önce!..

Ama biz Sırplar'ın 10 sene önce Bosna'da ve Kosova'da yaptıklarını da biliyoruz!.

Hiç değişiklik yok!..

Rumlar'ın KIBRIS'ta yaptıklarını da biliyoruz.

Hep bilelim ve hiç unutmayalım!. 

Biz milyonlarca kilometre kare toprak fethettik. Milyonlarca gayrımüslim insanı hudutlarımız içine aldık, ne erkeklere, ne kadınlara, hiç bir zaman böyle zulüm yapmadık!..

O yüzdendir ki, bugün Sırbıstan'da Sırplar, Romanya'da Romenler, Yunanistan'da Yunanlar, ve ENDÜLÜS'te İspanyol ve Portekizliler yaşıyor!..

Ama Haçlılar'ın girdiği her diyarda yerli halk yok ediliyor!..

İki koca Amerika kıtasında neredeyse hiç kızılderili kalmadı.

Koskoca Avustralya kıtasında aboriginler tükendi!. Ve 500 yıllık OSMANLI AVRUPASI'nda göçmen işçilerimizden bile daha az TÜRK kaldı!.

En başta dedik:

DÜNYADA EN ÇOK SOYKIRIMA UĞRAYAN MİLLET, TÜRKLER'dir!..

Yahudiler, Avrupa'nın dört bir yanına SIĞINTI olarak gelmiş olmalarına rağmen, 6.000.000 kayıpları olduğunu söyleyebiliyor! ..

BİZ, AVRUPA'DA HÂKİM UNSURDUK!..

YÖNETİCİYDİK!..

DOĞU AVRUPA'NIN VE AKDENİZ'İN SAHİBİ İDİK!..

Bizim 1815'den beri kaybımız nedir, siz söyleyin!..