• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

100 YILLIK TRAJİK RUMELİ GERÇEĞİ






100 YILLIK TRAJİK RUMELİ GERÇEĞİ

Kenan AKIN
08.12.2014-YENİÇAĞ GAZETESİ
 
Genç neslin çoğu; 100 yıl önce Balkanlar’da, Kafkasya’da yaşanan acıları, dökülen Müslüman kanını ve zorlu göçü ne yazık ki, derinlemesine bilmiyor.

Oysa, 5.5 milyon civarında insanımızın göçe zorlandığını 1.5 milyona yakın dindaşımızın katledildiğini asla unutmamak gerekiyor.

Gerçek asilimasyon, sürgün ve soykırımın Balkanlar ve Kafkaslar’da yaşandığını da tarihin sayfalarından, dünya kamuoyuna yeniden aktarmanın hatta kabul ettirmenin dönemi yaşanıyor.

Her ne kadar, Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu olağan üstü faaliyetlerle, asırlık trajediyi sık sık gündeme getiriyorsa da, iktidarların, sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle çoğu medyanın büyük bir  “vurdumduymazlık”  içinde olduğu yıllardır görülüyor.

Üç yıldır, Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu’nun İstanbul Üniversitesi ile birlikte düzenlediği  “Uluslararası Balkanlar ve Göç Kongresi” nin gereği gibi değerlendirilmediği, bu ilgisizliği adeta ispatlıyor.

Tıpkı; Kırım, Kerkük, Kıbrıs ve diğer dış Türkler gibi, Balkanlarda ki soydaşlarımıza da gösterilen ilgisizliğe  “üzülmemek”  elden gelmiyor.

Aslında göçlerin, Osmanlı’dan günümüze hem Balkan topraklarında kalanları, hem göç edenleri hem de Anadolu insanını etkileyen bir süreç olduğu “duyarlı”  belleklerden çıkmıyor.

Zaten, Balkan devletlerinin birçoğunun, Osmanlıya karşı oluşturdukları ittifak ve bu minvalde girişilen mücadele Osmanlı İmparatorluğu için siyasal olduğu kadar toplumsal sonuçları açısından da, bir dönüm noktası sayılıyor.

Geçenlerde, İstanbul Üniversitesi’nde toplanan  “3. Uluslararası Balkanlar ve Göç Kongresi” nde açılış konuşmasını yapan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in sözleri önem arz ediyor:

“Tarihimizde her bir Balkan şehrinden ayrılış ve yaşanan toprak kayıpları Türkiye topraklarının her ferdi için bir travma niteliği taşımaktadır.

Balkan topraklarında yaşananlar bugünkü Türkiye’nin ulus inşa sürecini ve bilincini şekillendirmiştir.

Balkanlarda yaşanan acı gelişmeler sonucu bir taraftan Müslüman-Türk nüfus Balkanlardan Anadolu’ya göç etmeye başlarken, diğer taraftan siyasal iktidar bu göçlerin ortaya çıkardığı sorunlarla ve özellikle iskân sorunlarıyla karşı karşıya gelmiştir.

Yaşanan göç dalgaları Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan göç tarihimizde Türkiye’nin demografik yapısını nicel ve nitel anlamda etkilemiştir.

Bugün tarihten günümüze uzanan göçlere baktığımızda bu göçlerin modern Türkiye’nin kurulmasına, ekonomisinin gelişmesine, nüfusunun çoğalmasına büyük katkıda bulunduğunu söylemek mümkündür.

Göçmenler Türkiye’de üretkenliği arttırdığı gibi yerli nüfusa yeni bilgi ve tekniklerin öğretilmesi ile rekabet ortamının doğmasına katkı vermişlerdir.

Geldikleri ülkelerde yaşadıkları sorunlar milliyetçilik vurgusuna özen göstermelerine ve yeni bir ulus devletin bu duygularla şekillenmesine yardımcı olmuşlardır.

Balkanlar ile paylaştığımız ortak kültürel miras bugün Balkan ülkeleri ile birlikteliklerimizi, dostluklarımızı da farklı kılıyor.

Toplumsal açıdan inanıyoruz ki, bugün Balkan ülkeleri sahip oldukları Türk kökenli nüfusları ile toplumsal yapılarında çoğulcu politikaların önemini anlıyorlar.

Türkiye ise sahip olduğu milyonlarca Balkan kökenli yurttaşı ile kültüründe, sanatında, düşünce hayatında Balkan izlerini her daim hissediyor.”

Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu’nun Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, bu uğurda gerçekten de, büyük uğraşılar veriyor.

3 Uluslararası kongreyi başarıyla düzenleyen Bölükbaşı,  şunları diyor:

 “Balkanlarda 600 yıllık süre bütün etnik yapıları, barış, huzur ve kardeşlik içinde yöneten atalarımızdan sonra mikro milliyetçiliğin başlamasıyla Türk ve Müslümanlara büyük zulüm ve baskı başlamıştır.

Biz göçe mecbur bırakılmış ailelerin torunlarıyız.

Son yüzyılda Balkanlardan 5.5 milyondan fazla sayıda göç edenler Anadolu’daki ensar ile kol kola elele vererek bu günlere geldik.

Küllerinden doğmuş Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına minnet duyuyoruz, ruhları şad olsun.”

Nereden bakılırsa bakılsın,100 yıldan beri
Rumeli ve Balkanlarda yaşananlar her Türk’e, her Müslüman’a ne kadar ağır olursa olsun, maddi ve manevi sorumluluklar yüklüyor.
 
 
Yeniçağ - 08.12.2014

  
1587 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın