• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Ufuk SÜSLÜ
ufukssl@hotmail.com.tr
ADALETİN TEĞET GEÇTİĞİ COĞRAFYA!..
26/05/2014
ADALETİN TEĞET GEÇTİĞİ COĞRAFYA!..

Balkanlar´da neler oluyor? Trajedi bitmiyor bu topraklarda.20 yıl geçti aradan, değişen birşey yok henüz. Bosna savaşı ağır bir travma idi derken, bosna dışında bizler bu travmayı ve sonuçlarını maalesef yeterince analiz edememişiz, edememişiz ki hemster çarkı gibi aynı davranış ve aynı sonuçların etrafında dolanıp duruyoruz.


Sel felaketi Bosna´nın asıl sorunlarının üzerine adeta karabasan gibi çöke dursun, savaş kadar ağır bir bedel olmasa da, bu doğal felaket azımsanmayacak derecede, hemde taşkınları en az 6 saat öncesinden haber veren teknolojik imkanlarda varken, can ve mal kaybına neden olmuştur.


Anımsıyorum da, 1992-95 Bosna-Sırp-Hırvat savaşında, hiç tanımadığımız, görmediğimiz, bize anlatılmamış uzaktaki ata topraklarımızda bize masal gibi gelen; sefalet, acı, keder, göç, hastalıklar, soykırımlar...ve bunların bir film gibi yaşanması sonucu oluşan yıkımlar ile tanışmıştık. Daha ne olup bittiğini bile anlayamazken Türk dış politikasının yüz yıldır uzak durduğu ve hatta unuttuğu bu coğrafyada meğerse bizden birileri de varmış demiştik.


90 lı yıllarda Rumeli-Balkan STK ları çok azdı, olanlar ise sadece hemşehri dayanışmasını sağlamak amaçlı kurulmuş yerel faliyetler yapan derneklerdi. Anadoluda ise hemen hiç yoktu bu dernekler. Yani organize olamamış, seslerini duyuramamış ama gönülden çaresiz bir kaç dernek...Oysa ne büyük bir ihtiyaçmış, geç anlamıştık. Bosna savaşına çok şeyler borçluyuz aslında.Savaşın vehametini naklen canlı olarak izlerken varmıştık bu kanıya geçde olsa. Hemen kısa zamanda dernekler, federasyonlar ve konfederasyonlar kuruldu, meğerse ne çok muhacir varmış memlekette!


Bu arada kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve bireysel yardım çabalarınada tanık olmuştuk. Şimdi bakıyorum da o dönemde yapılan bu çalışmalarla ilgili bir envanter yok, çalışma yok. Varsa bile bir kaç akademisyenin makalelerinden öteye gitmez. Yazılanların çoğu da bilinen tarihle ilgilidir. Oysa De`goul`ün de dediği gibi her savaşın hikayesi barış zamanında yazılırmış, ama biz yazamadık, yazamamıştık ve henüzde yazmaya niyetimizde yok gibi.


Kişisel çabalarımla yaptığım araştırmalarda bir kaç derneğin elinde o dönemle alakalı envanter sayılabilecek dökümanlar var. Onlarda her nedense bunları arşivlemişler ve tozlu raflarında duruyor (gördüm çünkü). Mesela bir dostumda! Balkanlar´dan Çanakkale´de şehit olmuş askerlerimizin listesi vardı, istedim iki yıl once. Abi verirsen yazarım diye, hayır dedi önce ben, tamam dedim boynu bükük. Gerçi bu kayırların aslı Allahdan Genel kurmayımızda var.


SORUN EPİSTEMOLOJİK Mİ?


Elimizdeki parametrelere bakınca, durumun vehameti ortaya çıkıyor. Geçen haftalarda Adriyatik havzasında Sava nehrinin taşmasıyle Bosna dahil Sırbistan ve Hırvatista´nın belli bölgeleri taşkınlarla sular altında kaldı.1 200 bin sivil evsiz, aç biilaç ordada kalakaldılar.


Birkaç hafta öncede Türkiyede Gökçeada da benzeri bir sel olmuştu. Zarar ciddi boyutlardaydı. Türkiye güçlü bir ülkedir, yarlar sarıldı, Gökçeadalılar olayın üstesinden gelmişlerdi. Medya bu olaydan bir günlük habere yer vermişti o kadar. Meterolojik olaylar dünyanmızın küresel ısınmasından dolayı yer ve zaman ve sınır tanımadan birden oluveriyorlar, yıkıp geçiyorlar.


BOSNADA ASIL SORUN SELMİ?


Politika yapanlar bilir, hatta askerler de bilir; " aynı şeyleri yaparsan, aynı sonuçları alırsın". Bu basit bir bilimsel kuraldır. Sosyolojiye ve antropolojiye de uyarlanabilir. Evet değişen bir şey yok. Ne kamuoyunda ne de STK larda, hatta İslam coğrafyasında. Olaya, kader dendi mukadderat dendi, olur böyle şeyler dendi, nennide nenni!..


Elbette kader de var kazada, teslimiyette. Ama bu çaresizliğin,elden ne gelirin artık yapacak bir şeyinizin olmadığı durumlarda kendini gösteren bir tecelliyattır. Somada olduğu gibi, Bosna´ya da bu gözle bakıldı. İslam coğrafyasında kaderciliğin bu kadar hakim olmasının nedeni nedir acaba?


İnsanlar dörde ayrılırlar; Mantıksallar, görseller, dokunsal-duygusallar ve işitseller.Bu kavramlar iletişimsel durumlardaki davranış kalıplarımızı belirleyen rol modellerimizdir.


Toplumumuzun büyük bir çoğunluğu dokunsal-duygusalalardan oluşur. Bu grup daha çok STK larda baskındırlar. Yönlendirilmeyemeyilidirler. Duygusallık ve kadercilik onların içine işlemiştir. Hal böyle olunca hissi, dini, milli, ve duygusal yaklaşımla alınan bir çok karar, mantıksız ama iyi niyletlerle döşenen su üzerindeki buzlar gibi gelip geçici olurlar, unutulurlar.


1992-95 Bosna savaşı ve 20 yıl sonar sel felaketi, değişkenlere ve parametrelere bakınca aynı girişimler ve aynı sonuçlarla karşı karşıya kaldığımızı anlayabilirsiniz.


Görseller ve işitsellere gelince, bunlar genellikle işin sahnesel boyutunda çalışırlar, - mış gibi yaparlar ama hiç bir şey yapmazlar.Daha çok siyasetçiler ve çıkar çevreleri ile magazin severler girer burada sahneye. İsterler ki medyada yer alsınlar görünsünler işitilsinler (medyatik tavır). STK`lara en büyük zararı bunlar verirler. Bunlar dokunsal-duygusallara da gaz verirler.


Mantıklılara gelince, tıkanıklıkları aşarken 3 unsura dikkat ederler; Hedefi anlarlar, ne istediklerini bilirler ve kontrol ederler.Esnektirler, değişimleri sabırla ve süreci takip ederek uyum sağlarlar.Farkındalıkları güçlüdür.Olayları eksenje (abartmazlar) etmezler.


Halbuki dokunsal-duygusallar Mantıksal bir lider ve/veya grub ile ortak hareket ederlerse başarılı olacaklardır. Mantıksallar en büyük düşmanları, onları sevmeyen görseller ve işitsellerdir. İşte tüm bu rol modelerinin olumsuz etkileri sonucu Bosna gibi olaylarda yapılan haklı ve faydalı girişimler sonuçsuz kalırlar ve unutulurlar. Kısır bir döngü içine giren bu etkiyi yok etmenin bir tek yolu vardır; tüm yardım ve bağışların tek elden, devlet erki tarafından organize edilmesi. Evet yanlış duymadınız, Devlet bu gibi durumlarda genelgesini yasal olarak açıklar ve STKlar yetki belgesini vererek control altına aldığı girişimleri ve yardımları envanterinide tutarak yerine geirir. Tüm donanımlara sahip olanda zaten devletttir.


Devletin AFAD ve Kızılay, Yeşilay, Doğal afetleri yönetme kurulları, Sivil savunma gibi örgütleri baya deneyimlidirler. Hissi davranmazlar, görevleri neyse onu yaparlar.Heyelan durumunda hezeyanı önlemenin tek yolu budur.


SONUÇ VE ÇIKARIMLAR


Özetle, Balkanlar´ın Bosna havzasında son 20 yıldır durum hiç değişmedi. Bosnalılar´ın aleyhine durum gitikçede kötüye gidiyor.Sel felaketinde gösterilen eksenjenasyon, maalesef asıl sorunlara odaklanılmadığının en bariz delli olarak görünmektedir. Bosna-Hersek´in en temel sorunları, Boşnakların bir ulus olarak varlık ve beka haklarının ellerinden alınmak istenmesiyle başlar. Bu yüzden Bosna´da işsizlik vardır, din ve mezhep çatışması vardır, asimilasyon vardır, baskı vardır. Boşnaklar kendi öz yurtlarında paryadır, mahkumdur, ulusal tüm hakları tehtid ve tehlike altındadır.


BIH`in ulusal özelliklerini koruma hakkı elinden alınak istenmektedir ki yaşanan sel felaketi bu sorunun yanında etkisiz kalır.Bosna´nın coğrafi konumundan, inanç ve kültür yapısından dolayı fiziksel, askeri, ekonomik ve siyasal sistem gibi güç unsurları tehdit altındadır.


Geçen Mart ayında Bosna´da % 45 e varan işsizliği protesto olayları nerdeyse ülkede yeni bir iç savaşa neden olacaktı. Bu durum bir kaç hafta sonra unutuldu. İşsizlik Bosna´da had safhadadır.


Bu sorunların bize verdiği mesajlar selden daha ciddidir, daha önemlidir. Peki bu daha ciddi ve vahim durumda, en ufak bir duygusal felaket ile tetiklenen STK`lar, kişiler, medyatikler, yatırımcılar nerededirler? Neden ortaya çıkıpta eksenjenasyon yapmıyorlar?


Nedeni çok basit, görseler, işitseller için burada malzeme yoktur, yani duygusalalrıda tetiklemenin alemi yoktur değilmi? Mantıksallar azınlık olarak bağırsın dursunlar, sorunları anlatsınlar herkes sağır oluverir.Bunlar sel durumundaki duyarlılıklarını (?) Bosna´nın işsizlik, yoksulluk, yoksunluk ve ulusal değerlerine yapılan saldırı sorunlarını çözmeye vakfetselerdi bugün yaşanan sel felaketinin etkileri daha az olacaktı.


Bosna´nın Dayton belasından kurtarılması için hangi STK lar ve organizasyonlar uluslararası arenada mücadele ettiler, tecavüze maruz kalmış savaş mağduru kadın ve çocukların haklarını hangi avukatlar ve barolar üstlendiler, işsizliği önlemek için yatırımları kaç kişi ve kurum yaptılar, devlet eliyle yapılan yardım değil, yatırımlar nelerdir? Türkiye Bosna ticaret ve ekonomik ilişkileri hangi safhadadır.Türkiye kaçıncı sıradadır?


Bosna´nın madenleri, yer altı ve yer üstü zenginlikleri için İslam ülkeleri ne yaptılar?Bosna´da su ve rüzgar gücü mevcutken hangi enerji şirketi orada ytırım yaptı? Bosna hala elektrik enerjisini Hırvatistan ve Karadağ´dan satın almaktadır.


Bosnanın ormanları ve orman ürünleri var, hangi yatırımcı bunu derğerlendirecek girişimlerde bulundu? Sancağın durumunu kaç kişi biliyor? Sancak 1876 berlin antlaşmasıyla özerk statüde iken bu gün ikiye bölünmesine kaçımız karşı koyabildik? Memnun olanların ellerini şimdiden kaldırdıklarını görür gibi oluyorum.


Bosna Hersek kaç kanton ve Cumhuriyetten oluşuyor? Etnisite tabanlı federative bir yönetim kıskacındaki Bosnanın yaraları içten içe kanıyor. Derler ya! "Sel gider kumu kalır" diye. Bosna´nın ulusal güç unsurlarını tehdit edenler, dokunmatik duygusalların ördüğü örümcek ağlarında bekliyorlar avlarını sinsice, siz hala ders almaya durun.


Yapılanlar kısa vadelidir. Göze hoş gelen albenili hizmetler alkışlanır.Halbuki temel sorunlar algılanmalı ve uzun vadeli kalıcı, yarının sorunları olmayan çözümler üretilip uygulanmalıdır.Yarın Bosna için çok geç kalabiliriz.


Bosna`ya acımayın Bosna için ağlamayın!

BOSNAYA YATIRIM YAPIN, YATIRIM.YATIRIM.

 



1709 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

TÜRKİYE PROXİ WAR/SAVAŞIN TAM MERKEZİNDE! - 08/03/2016
TÜRKİYE PROXİ WAR/SAVAŞIN TAM MERKEZİNDE!
"ÇUKUR"! DA SREBRENİTCA`YI YAŞAMAK - 06/08/2015
"ÇUKUR"! DA SREBRENİTCA`YI YAŞAMAK
Zoraki oyuna dâhil olmak. - 16/03/2015
Zoraki oyuna dâhil olmak.
IRAK ANADOLU " SANCAK " - 04/03/2015
IRAK ANADOLU " SANCAK "
ÇUKUROVA`DA İZ BIRAKAN RUMELİ DEVLET ADAMLARI - 16/01/2015
ÇUKUROVA`DA İZ BIRAKAN RUMELİ DEVLET ADAMLARI
BALKANLARDA MEVLEVİLİK - 19/07/2014
BALKANLARDA MEVLEVİLİK
BALKANLARDA TEFEYYÜZ ETMEK - 01/07/2014
Tefeyyüz, feyz almak kökünden türemiş feyz almak anlamında Osmanlıca bir kelimedir. Bir diğer manası da ilerlemektir.
BALKON KONUŞMASININ SIRRI NEDİR? - 02/06/2014
Dünü bugünle, bugünüde dünle yargılamasak da; bugünün alışkanlıklarının dünden geldiğini de unutmamak lazımdır diye düşünüyorum.
-İZM`LER VE MİLLİYETÇİLİK BAĞLAMINDA ERMENİ MESELEMİZİN ÇÖZÜMÜ NE OLMALIDIR? - 28/04/2014
İdeolojik emperyalist amaçlı -izm`ler (Faşizm, Komünizm, Sosyalizm, Nasyonal sosyalizm, Juizm v.d) in amaçları yayılmak ve inançlarını devşirmektir. Rejim ithal etmektir.