• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Süheyl ÇOBANOĞLU
suheylc@yahoo.com
25.nci Yılında Türklerin Bulgaristan’dan Zorunlu Göçü
26/05/2014
25.nci Yılında Türklerin Bulgaristan'dan Zorunlu Göçü

Sebepleri ve gerçekleşme biçimi daha önceki göçlerden farklı olan 400 bin Bulgaristan Türk'ünün, 1989'un yaz aylarında 2.5 ay içerisinde Türkiye'ye göç edişinin 25.nci yılını yaşıyoruz. Son iki yüzyıldır kaderleri zulüm, katliam ve göçle özdeşleşen Balkan Türkleri, Bulgar Devletinin etnik temizlik ve kültürel soykırım uygulamaları nedeniyle değişik dönemlerde şiddet, baskı ve asimilasyona hedef olmuşlardır.


1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı yıllarında başlayan etnik temizlik, 1912-1913 Balkan savaşında tarihin en korkunç SOYKIRIMINA dönüşmüştü. Ayrıca camiler yıkılmış, Sofya'da 82 cami ve mescitten tek bir cami ayakta kalabilmiş, Hıristiyanlığı kabul etmeyen müslümanlar katledilmişti.


1923-1939 yılları arasında Kuzey Bulgaristan´da Rodna Zaştita (Yurt Koruması) ve Güney Bulgaristan´da Trakya Komiteleri adlı silahlı iki Bulgar örgütünün, Bulgaristan Türklerine saldırıları, insanları yurtlarından ediyordu. Nisbeten sakin geçen 1940-1949 dönemi sonrasında etnik temizlik veya göç politikalarını devam ettiren Bulgaristan, 1925 tarihli Türk - Bulgar İkamet sözleşmesine dayanarak 30 Ağustos 1950'den itibaren üç ay içinde 250 bin kişiyi Türkiye´ye göndermişti. Değişik dönemlerde yaşanan göçlere kronolojik bir sırayla gözatacak olursak;


I. 1877-1878 (bir milyon kadar Türk göçe zorlanmıştır)


II. 1879-1880 (kesin sayı bilinmiyor)


III. 1884 (600 bin Türk göç etmiştir)


IV. 1893-1902 (70.603 göçmen gelmiştir)


V. 1912-1913 Balkan Savaşı (Balkanların tümünde 1.5 milyon insanın göç ettiği değerlendiriliyor)


VI. 1923-1939 (101.507 Türk göç etmiştir.)


VII. 1940-1949 Göçü (Göçlerin yavaşladığı ve en düşük olduğu dönem)


VIII. 1950-1951 (250.000 Kişi)


IX. 1969 -1978 (Yakın Akraba Göçü)


X. 1989 Zorunlu Göçü (400 bin civarında)

Bulgar kökenli nüfusun günden güne azalmasına engel olamayan Devlet bir anlamda çaresizlik hissetmektedir. Çünkü etnik olarak, Türkler, Pomaklar, Kırım Tatarları, Romanlar, Aşkenazlar, Makedonlar, Çerkezler, Ruslar, Ermeniler, Ulahlar, Yunanlar, Ukraynalılar, Rumenler ve Gagavuzlar, Bulgar etnik unusura göre çoğunluk teşkil etmektedir. Yaşanan bunca göçe rağmen başta Filibe, Kırcaali, Razgrad, Şumnu, Eski Cuma, Silistre, Dobriç, Burgaz ve Rusçuk şehirleri olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde halen Türkler yaşamaktadırlar.

Komünist Rejim, Bulgarlar dışında kalan en büyük etnik unsur olan Türk/Müslüman nüfusunun, Bulgar Devletinin varlığı için tehlike teşkil ettiğini düşündüğünden 1956 Nisan Plenumundan (Ara Kongresinden) itibaren toplumsal altyapıyı hazırlamaya başlamıştır.

1962 yılında Müslüman Çingenelerin, 1972'de Pomakların isimleri değiştirilirken bu maksatla yürüttükleri asimilasyon çalışmaları 1980'lerde doruğa ulaştı ve 1984'te "Soya dönüş" (vızroditelen protses) başlığı altında Bulgaristan Türklerinin isimleri Bulgarlaştırıldı. Ayrıca, etnik kimliğini ve dini inançlarını ifade eden her tür sosyal ve kültürel faaliyetle birlikte Türkçe konuşmaları yasaklandı.

Fakat bu yasaklar arzu ettikleri sonucu vermemiş, Türkler kendilerine empoze edilen Bulgar isimlerini kabul etmeyip, kimliklerini koruma amacıyla 1989 yılının Mayıs ayında "Mayıs Barış Hareketleri" adı altında yapılan yürüyüşlerle tepkilerini göstermişlerdi.


Devlet, göstericilerin ülkeyi bölmek amacıyla "özerklik istediklerini" ve "Türkiye'ye göç talep ettikleri" propagandasını yaparak, kamuoyunda "Türk Düşmanlığı" yarattı. İsim değiştirme kampanyasında başarısız olduğunu gören Komünist Rejim, Bulgar kimliğini reddedenleri göçe zorlayıp, Bulgaristan'da kalanlara gönüllü olarak asimile olmayı kabul etmiş gözüyle bakmayı düşündü. İlk olarak Mayıs ayında 24 saat içinde ülkeyi terk etme emri verilen yaklaşık 2000 kişinin Bulgaristan'dan ayrılması ilk sinyali vermiş, akabinde Hükümetin baskısıyla, evlerini, tarlalarını, işlerini, sevdiklerini, hatıralarını, tüm birikimlerini, kısacası her şeylerini geride bırakarak yüzyıllarca yaşadıkları topraklarını terketmek zorunda kalmışlardı.


Komünizmin çöküşü sonrası, Bulgaristan'ın AB üyesi olması nedeniyle, AB vatandaşlığıyla demokratik haklar kazanan bu insanlar emeklilik maaşını alma, geride bıraktıkları mülklerine sahip olma, Bulgaristan seçimlerinde oy kullanma gibi imkanlara kavuştularsa da sorunları henüz tamamen çözümlenmiş değil. Günümüzde dahi asimilasyon yapılmadığı iddasıyla imza kampanyaları düzenleyen fanatik ırkçılar etnik düşmanlığı körüklemekte olup, camileri kundaklamakta, Türk ve Müslümanlara saldırıp, çingeneleri sabun yapmaktan, Türkleri kesmekten bahsetmektedirler.


Müslüman Cemaat Vakıflarının mal varlıkları iade edilmemekte, çalışmaları İdare tarafından engellenmekte, Osmanlı Kültürel Varlıkları yok edilmekte, Türkçe yer adları değiştirilip, anadilde eğitime yönelik kısıtlamalar devam etmektedir.


25 yıl sonra, bugün de Türklere karşı aşırı sağcı grupların artan saldırgan tavırlarıyla, ırkçı ve ayrılıkçı tutumlarının geçmişte yaşananlara benzer sonuçlar vermemesi için bilinçli ve dikkatli olunması gerekmektedir. Bu uğurda şehit düşenleri, hayatının en güzel yıllarını hapishanelerde işkence çekerek geçirenleri saygı ile anıyorum.

 

Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.



2695 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADIN OLMAK ZOR - 08/03/2016
KADIN OLMAK ZOR
Al Sana Soykırım - 01/03/2016
Al Sana Soykırım
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz - 29/01/2016
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz
KOPMAYACAĞIZ - 26/01/2016
KOPMAYACAĞIZ
İSLAMI KUŞATAN FİTNE - 14/01/2016
İSLAMI KUŞATAN FİTNE
DERDİNİZ NE ??? - 24/09/2015
DERDİNİZ NE ???
HANİ KARDEŞTİK !!! - 14/09/2015
HANİ KARDEŞTİK !!!
MEDENİYET DEDİĞİN... - 14/09/2015
MEDENİYET DEDİĞİN...
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ - 30/08/2015
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ
 Devamı