• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Süheyl ÇOBANOĞLU
suheylc@yahoo.com
YUNANLILARIN, TÜRK SOYKIRIMI
03/05/2014
 
 
 
YUNANLILARIN, TÜRK SOYKIRIMI

"Yunanistan Türkleri kendilerinden sonra çok az iz bıraktılar. Onlar ansızın ve tamamen 1821 yazında yok oldular. Bu yok oluş tüm dünyanın gözlerinden uzak oldu ve arkalarınca ağlanmadı. 20 binden fazla yaşlı, erkek, kadın, çocuk Türk; kendi komşuları Yunanlar tarafından birkaç hafta içinde öldürüldüler. Bu katliam acımasızca ve tereddütsüz hayata geçirildi...(1)„

Etnik temizlik, 1820´li - 1830´lu yıllarda Sırp ve Yunanlıların bağımsızlığı kazanmalarının, 1877 - 1878 yıllarında 93 Harbi´nin, 1912 - 1913 yıllarında Balkan savaşları´nın, I. Dünya Savaşı ve sonrası sırasında Ermeni isyanları ve çeteleri ile Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu´nun Yunanistan tarafından işgali sonucunda meydana geldi. Michael Mann, 1914 Carnegie Endowment raporunda bu eylemlerin Avrupa´da daha önce görülmemiş muazzam ölçüde vahşi etnik temizlik olarak tanımlandığını aktarmaktadır.(2) 20. yüzyıla girerken Balkanların Osmanlı kontorlündeki bölgelerde 4.4 milyon Müslümanın yaşamakta olduğu tahmin edilmektedir. Maria Todorova´ya göre, 19. yüzyılın son 30 yılında bir milyondan fazla Müslüman Balkanlar´ı terketti.(3) 1912 - 1926 yılları arasında 2,9 milyona yakın Müslüman ya öldürüldü ya da Türkiye´ye göçe zorlandı.(4) I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu´da 2.5 milyon Müslümanın öldüğüne ilişkin tahminler vardır.(5)

Yunanistan´ın bağımsızlığını kazanması, Yunan Bağımsızlık Savaşı, Yunan İhtilali veya Yunan Devrimi, 15. yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olan Yunanların 1821 yılında isyan ederek Osmanlı egemenliğine karşı ayaklanmalarıyla başlamış; 1832 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması ile Yunanistan´ın bağımsız bir ülke olarak tanınmasıyla sonuçlanmıştır.(6)
"Bağımsızlık süreci", Mora Yarımadasının güneyindeki Mani burnunda yaşayan Yunanların 17 Mart 1821´de Osmanlılara karşı ayaklanmasıyla başlamış olup Türk ve Müslümanlar açısından eşi görülmemiş bir soykırıma dönüşmüştür. Ele geçirilen yerlerde Türklere karşı kitlesel katliamlar yapıldı. Tripolis şehrinde 30.000 (Bu konuda farklı araştırmacılar tarafından 15-30.000 arasında çelişkili rakamlar verilmektedir), 19 Ağustos 1821 günü Mora Yarımadası´ndaki Navarin´de de 3.000 kadın-çocuk ve erkekten oluşan Türk katledildi.

Olayların başlamasından önce Mora'da yaşayan 50 000 kadar Türk'ün, 1821 yazına gelindiğinde neredeyse tamamı öldürülmüş veya kaçmak zorunda bırakılmışlardı.

Ayaklanmada Osmanlı Devleti´nden bağımsızlık isteyen Yunan aydınlarının kurduğu Filiki Eterya derneği de rol oynadı. Uzun bir süre kanlı mücadelelerle devam eden ayaklanma, 1829 yılında İngiltere, Fransa ve Rusya´nın Yunanlar lehine müdahele ederek Navarin Deniz Muharebesi´nde Osmanlı Devleti´ni yenilgiye uğratmaları sonucu Yunanların lehine dönüştü.

Osmanlılar 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı´nı kaybederek 1829 yılında Rusya´yla imzaladıkları Edirne Antlaşması´yla Yunanistan´ın bağımsızlığını kabul ettiler. Daha sonra temmuz 1832´de Yunanların adına müdahele etmiş olan Avrupa´nın 3 büyük gücü ile imzaladıkları İstanbul Antlaşması ile bağımsız Yunanistan´ın sınırlarını ve statüsünü garanti altına almışlardır. Böylece Yunanlar, Osmanlı idaresi altında bağımsızlık kazanan ilk millet olmuştur. Yunan bağımsızlığının yıldönümü olan 25 Mart 1821 Yunanistan´da ulusal tatil günüdür. Bu tarih özellikle Meryem´e İsa´nın doğacağı vahyinin verilme günü olan Müjde ile aynı güne denk getirilmiştir.(8)

Osmanlı egemenliği boyunca Rumlar Osmanlıların çok uluslu sisteminin bir parçası olarak ayrı bir millet olarak kabul edildiler. Rum Ortodoks Patrikhanesi bu milletin sözcüsü ve lideri olarak kabul ediliyordu. Rumların arasındaki uzlaşmazlıklar ve yasal sorunlar Patrikhane´ye ait mahkemeler tarafından çözümlenirdi. Millet sistemi dil veya etnik kökenden ziyade dine bağlı olarak düşünüldüğü için Osmanlı Devleti´nde yaşayan Ortodoks Kilisesine üye Sırp, Bulgar ve Romen gibi diğer bütün etnik gruplar da Rum Ortodoks Patrikhanesi tarafından temsil edildiler. Buna rağmen 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı´nı kaybeden Osmanlı Devleti´nin, 1774´te imzaladığı Küçük Kaynarca Antlaşması, Rusya´ya Yunan Ortodokslarının koruyuculuğunu vererek yeni müdahalelere açık bir kapı bırakmış, başta Yunanlılar olmak üzere Osmanlı hakimiyetindeki Hıristiyan azınlıkların bağımsızlık hareketlerine giden süreci başlatmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa ülkelerinin ekonomik ve askeri gücünün artması ve Avrupa´da milliyetçilik akımlarının yayılmasıyla Balkanlardaki Hıristiyan milletleri derinden etkilemiş, Osmanlı Devleti´nin gücü azalmış, Yunan milliyetçiliği önem kazanmıştı.

Yunanlılara karşı engin bir hoşgörüyle demokratik hakların verilmesi, Rumların isyanına ve bölgede yaşayan Türk ve Müslümanlara yönelik soykırım yapmalarına engel olmadığı gibi bu topraklarımızın da elimizden çıkmasını önleyememiştir.

Gerçekte ise Türkler, 1640 yıldan beri Balkanlarda yaşamakta olup, bölgeye komşu bir halk değil, bizatihi yerlisi konumundadır. Batıya doğru ilerleyen Hunlar, 376 yılında Volga nehrini geçerek Balkanlar´da yerleşmeye başlamış, Attila'nın 453 yılında ölümü ile gücü zayıflayan Hun idaresinin ortadan kalkmasıyla; 6. yüzyıl ortalarında Avarlar, 7. yüzyılda Tuna Bulgarları, 9. yüzyılda Macarlarla bazı Türk boyları, 9-11. yüzyıllarda Peçenekler, Kıpçaklar (Kumanlar) ve Uzlar kuzeyden ve nihayet 14. yüzyılda da Osmanlı Türkleri güneyden Balkanlara gelip yerleşmiş; siyasi ve kültürel anlamda bölgeye hâkim olmuşlardır.(9) Fakat Türk ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığına tahammül edemiyen "haçlı zihniyeti" türlü entrika ve yollarla aleyhimizdeki her fırsatı değerlendirmekten geri kalmamış, Mora yarımadasından 80 yıl sonra Balkanlarla beraber Avrupa'daki son topraklarımızı kaybetmiştik.
 
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.
 
 

KAYNAKÇA.......................:
(1) William St. Clair: That Greece might still be free - the Philhellenes in the war of independence. London, 1972. p. 1 (İngilizce)
(2) Mann, Michael, The dark side of democracy: explaining ethnic cleansing, Cambridge University Press, 2005, s. 113. (İngilizce) ve Report of the International Commission to Inquire into the Causes and Conduct of the Balkan Wars (Washington, DC: The Endowment, 1914) (İngilizce)
(3) Todorova, Maria, Imagining the Balkans, Oxford University Press, 2009, ISBN 9780195387865, s. 175. (İngilizce)
(4) Cornis-Pope, Marcel & Neubauer, John, History of the literary cultures of East-Central Europe, John Benjamins Publishing Company, 2004, ISBN 9789027234520, s. 21. (İngilizce)
(5) Shissler, Ada Holland. (2003), Between two empires, sf. 22
(6) Wikipedia
(7) Wikipedia
(8) Wikipedia
(9) Prof.Dr.Ahmet GÜNŞEN ve Prof. Dr. Yener YÖRÜK, "Balkanlara Gidişinin 750. Yılında ULUSLARARASI SARI SALTUK GAZİ SEMPOZYUMU"


3422 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADIN OLMAK ZOR - 08/03/2016
KADIN OLMAK ZOR
Al Sana Soykırım - 01/03/2016
Al Sana Soykırım
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz - 29/01/2016
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz
KOPMAYACAĞIZ - 26/01/2016
KOPMAYACAĞIZ
İSLAMI KUŞATAN FİTNE - 14/01/2016
İSLAMI KUŞATAN FİTNE
DERDİNİZ NE ??? - 24/09/2015
DERDİNİZ NE ???
HANİ KARDEŞTİK !!! - 14/09/2015
HANİ KARDEŞTİK !!!
MEDENİYET DEDİĞİN... - 14/09/2015
MEDENİYET DEDİĞİN...
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ - 30/08/2015
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ
 Devamı