• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Özcan PEHLİVANOĞLU
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com
ÇOCUKLARINIZI NE İÇİN YETİŞTİRİYORSUNUZ ?
02/04/2013

Türk milletinin çekirdeğini aile yapımız oluşturur . Her ne kadar günümüz toplumu bireyi ön plana çıkarmayı hedef edinmiş olsa da ana , baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile yapımız , kendine has bir millet olmamızın en önemli sebeplerinden biridir .

Anne ve babanın , geleneksel kültürden edindikleri bilgi ve tecrübe ile uyguladıkları aile içi tedrisat , toplumsal yapımızın temelini oluşturur .

Böylece ebeveynler ; aile içinde uyguladıkları metod ve verdikleri dini , milli ve kültürel eğitim ile hem çocuklarının hem de mensubu oldukları milletin geleceğini belirlemektedir .

Bu yüzden aile yapımız ile bu yapının mensubu olan çocuklarımızın gelişimi ve eğitimi , Türk milletinin ve devletinin istikbali açısından çok önemlidir .

Eğer ailelerin çocuklarını yetiştirmekte sorunları varsa ve bu sorunlar çocukları etkiliyorsa , dolaylı olarak millet yapımız ve geleceğimizde bundan etkileniyor demektir .

Günümüzde Türk milletinin içinde bulunduğu tabloya bakıldığında , aile yapımızda ve çocuklarımızın yetiştirilmesinde büyük sıkıntılarımızın olduğu anlaşılmaktadır .

Kanaatime göre insanların oluşturduğu topluluklarda yozlaşma , ahlaksızlık , taassub , gericilik , yolsuzluk , gaflet ve ihanet gibi benzeri tutum ve davranışlar her daim görülmüştür .

Önemli olan bunların genele oranla hangi nispette bulunduğudur . İçinde bulunduğumuz zaman diliminde şikayet ettiğimiz bu hususların Türk toplumunda ne yazık ki arttığını gözlemlemekteyiz .

Mualesef Türk toplum yapısında önemli bir zaafiyet ve çözülme yaşanıyor . Bu da ailenin ve özellikle ebeveynlerin toplumu müsbet yönde etkileme görevini yerine getiremediğini bizlere gösteriyor .

Haksızlıklar karşısında direnç , bireysel ve toplumsal yanlışlara karşı eleştiri , kamunun haklarını koruma ve vatandaşlık görevlerini yerine getirme , yönetime katılma , doğruları söyleyerek doğru davranma , güçlü bir karakter sergileme vb. gibi hususlardan özellikle yeni yetişen neslin imtina ettiğini görüyoruz .

Kendi gemisini kurtaran kaptandır , sana dokunmayan yılan bin yaşasın , benim memurum işini bilir , köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı demek lazım , yavaş kuzu iki meme emer gibi yanlış fikirler doğru imişcesine anne ve babalar tarafından çocuklara aktarılıyor .

Anne ve babaların , bu gibi anlayışları çocuklarına empoze etmelerinin yegane sebebi , çocuklarının dünya hayatında sıkıntı çekmeden maddi bir rahatlık içinde yaşamalarını temin etmektir .

Türk millet yapısının içinde anne ve babalar , çocuklarını her şeyden sakınarak onlar için azami düzeyde fedakarlıkta bulunur . Onları en iyi yerde okutmak , evlendirip başgöz etmek , başını sokacak bir ev almak , arabasını kapının önüne çekmek yetmedi bir yazlık hediye etmek ; imkanı olan anne ve babalar için vazgeçilmez görevlerdir !!!

Anne ve babaların çocukları için bitmez ve tükenmez istekleri sebebiyle değişik para kazandırıcı sektörler doğmuştur . Bunlara örnek olarak ana okullarını , özel okul ve üniversiteleri , dershaneleri , lisan okullarını , yaz kamplarını , mobilyacıları vs. gösterebiliriz .

Peki bu anne ve babaların çocuklarına iyi bir gelecek temin etmek için bu yaptıkları yeterlimidir ? Bana göre bu sorunun cevabı çok kısa ve nettir : asla !!!

Siz çocuklarınıza milli ve dini hayatı öğretmezseniz , onları kültürlerinden ve tarihlerinden habersiz bırakırsanız , milli bir şuur veremezseniz ; bütün yaptıklarınızın tek başına onların geleceğini kurtarmaya yetmeyeceği büyük bir ihtimaldir .

İnsanın ferdi olarak bir yaşama gayesi ve mensubu olduğu milletin sonsuzluğa kadar sürecek ortak bir hedefi yoksa , siz çocuğunuza hangi fedakarlıkla ne yaparsanız yapın hepsi boşa gidecektir .

Vatan elden gitmişse toprağın üstüne diktiğiniz dört duvar evin bir değeri yoktur , düşman askeri çizmesi ile yurdun dört bir yanını ezerken çocuğunuzun tahsilinin bir hükmü olmaz , kendi öz yurdunda parya olanın arabasının ve yazlığının yerinde yeller eser , ezan susar bayrak inerse ana ve baba olarak çocuğunuza yaptığınız yatırımların hepsi uçar gider ve dahası mezar taşınızı bile kimse koruyamaz .

Bunların hepsi yakın sayılabilecek bir tarihte Anadolu topraklarında yaşanmış ve Türk devletinin çekildiği vatan topraklarında da halen yaşanmaya devam etmektedir .

Rusların Ermenilerle işbirliği yaparak Erzurum ve Vanâ da , Fransızların Antep , Urfa ve Çukurovaâda , İtalyanların Antalyaâda , Yunanlıların İzmirâ den başlayıp Polatlı önlerine gelişlerinde , İngilizlerin piyonlarını kullanarak İstanbul ve Anadolu coğrafyasında neler yaptıklarını unutmayınız . Çok taze bir örnek olan Irakâ ın Amerika tarafından işgali ile birlikte yaşananlar Hitlerâ e rahmet okutacak boyutlara ulaşmıştır . Onun için sakın ola bize bir şey olmaz demek gafletine düşmeyin .

Çocuklarınıza mutlaka yaşamın ana gayesini ve Türk milletinin büyüklüğünü en az onlara yaptığınız dünyevi katkılar kadar anlatın ve hissettirin . Bu çocuklarınızı gelecekte her türlü tehlikeden koruyacaktır . Sizde öyle olsun istemiyormusunuz ?

Türkiye'ye ve Türk milletine karşı yürütülen planlı oyunlara karşı duracak yegane ve en büyük güç ; tuzağın farkına varmış olan anne ve babalar ile onların yetiştirdiği çocuklardır . Bundan dolayı anne ve babalar , çocuklarını ne için yetişdirdiklerinin farkına varmalı ve bu sorunun cevabını doğru bir şekilde vermelidir .

Çocuklarını ; Türk milletini ebediyen var etmek amacı uğrunda yaşamak için yetiştiremeyenler başımıza gelecek akıbetin başlıca hazırlayıcısı olacaktır . Bunu keşfedenler ; küresel güçlerin planı , desteği ve parası ile Türk aile yapısını bozarak çocuklarımızı mankurtlaştırmaya çalışıyor .

Anne ve babalar yol yakın iken yanlışları var ise bundan dönmeli ve Türk milleti elbirliği ile düzlüğe çıkarılmalıdır . Aksi halde dünya nimetlerine boğduğunuz çocuklardan ne size ne de Türk milletine bir hayır gelecektir .

Özcan PEHLİVANOĞLU



1031 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YESEVİ DERGİSİ’NİN MART SAYISINDA TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNİ YAZDIK... - 08/03/2016
YESEVİ DERGİSİ’NİN MART SAYISINDA TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNİ YAZDIK...
BODRUM'DAN CERATTEPE'YE YAĞMA !.. - 01/03/2016
BODRUM'DAN CERATTEPE'YE YAĞMA !..
6-7 EYLÜL'Ü BİLİYORSUNUZ YA 29 OCAK'I ? - 26/01/2016
6-7 EYLÜL'Ü BİLİYORSUNUZ YA 29 OCAK'I ?
DIŞ POLİTİKA VE BALKANLAR - 14/01/2016
DIŞ POLİTİKA VE BALKANLAR
ENAYİ YERİNE KONDUĞUMU BİLİYORUM ! - 14/09/2015
ENAYİ YERİNE KONDUĞUMU BİLİYORUM !
BULGARİSTAN TÜRKÜYMÜŞ ! - 14/09/2015
BULGARİSTAN TÜRKÜYMÜŞ !
30 AĞUSTOS'TA TÜRK OLMANIN ZORLUĞU !.. - 30/08/2015
30 AĞUSTOS'TA TÜRK OLMANIN ZORLUĞU !..
BİR ERMENİNİN AĞZINDAN GERÇEKLER ! - 27/08/2015
BİR ERMENİNİN AĞZINDAN GERÇEKLER !
DÖRDÜNCÜ TRAVMA ! - 19/08/2015
DÖRDÜNCÜ TRAVMA !
 Devamı