• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

FUEN’in geçen Mayıs ayında Almanya’nın kuzeyinde Flesburg kentinde gerçekleşen kongresinde, Batı Trakya Türk azınlığının dini liderlerini seçme konusuyla ilgili bir karar metni kabul edilmiş ve sözkonusu metin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso


AB ve Yunanistan´da ulusal azınlıklar

FUEN’in geçen Mayıs ayında Almanya’nın kuzeyinde Flesburg kentinde gerçekleşen kongresinde, Batı Trakya Türk azınlığının dini liderlerini seçme konusuyla ilgili bir karar metni kabul edilmiş ve sözkonusu metin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya iletilmişti.

Avrupa Halkları Federal Birliği, kısa adıyla FUEN hatırlayacağınız gibi Batı Trakya Türk azınlığından kurumları da içine alan bir azınlık çatı örgütü. Avrupa’da 30 ülkeden 90 azınlığı temsil ediyor. Bunun rakamlarla ifade ise 40 milyon anlamına geliyor.

FUEN’in geçen Mayıs ayında Almanya’nın kuzeyinde Flesburg kentinde gerçekleşen kongresinde, Batı Trakya Türk azınlığının dini liderlerini seçme konusuyla ilgili bir karar metni kabul edilmiş ve sözkonusu metin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya iletilmişti.

Sözkonusu mektuba, AB Komisyonu Adalet Genel Direktörlüğü’nden geçtiğimiz günlerde cevap geldi.

Gelen yanıtta, azınlıklara üye kişilerin haklarına saygının Avrupa Birliği’nin temel kurucu değerlerinden biri olduğuna vurgu yapılırken, AB içerisinde ulusal azınlıkların korunması konusunda var olan eksiklik bir kez daha su yüzüne çıkmış oldu.

Cevapta yer alan, “Ulusal azınlıkların tanımı ve tanınmasına ilişkin sorular ile bu grupların kendi kaderini tayin etme, özerklik veya bölgesel veya azınlık dillerini kullanımı konusunda yetki sahibi olmadığını ve bu konuların üye devletlerin sorumluluğu altında olduğu” ifadeleri bana göre, AB Komisyonu’nun bu alandaki çaresizliğini ve yetersizliğini fazlasıyla ortaya koyuyor.

Avrupa Komisyonu, AB politikalarının tasarlayıcısı ve koordinatörü; başka bir deyişle AB’nin yürütme organıdır. Aynı zamanda topluluk antlaşmalarının da koruyucusu. Avrupa Adalet Divanı ile birlikte Avrupa birlik hukukunun doğru uygulanmasını sağlıyor.

AB’nin insan hakları belgesi olarak ortaya çıkan Temel Haklar Şartı da azınlık haklarından doğrudan bahsetmiyor. Ancak “yasa önünde eşitlik”ten bahsediyor, ayrımcılığı yasaklıyor. Kültürel, dini, dilsel çeşitliliklere saygıyı öngörüyor.

Ancak, AB Temel Haklar Şartı’nın uygulanması konusunda, üye devletlere yönelik bir yaptırım olmaması, bu konuda ortaya çıkan sorunların çözümü konusunda birliğin elini kolunu bağlıyor.

Avrupa’nın azınlık hakları üzerinde bu kadar durması da bence, azınlıklar sorununu kendi içerisinde net bir çözüme kavuşturamamasından kaynaklanıyor. Azınlık - çoğunluk gerilimi hala birçok yerde gündemde.

Ancak, AB eski üyeleri arasında bu soruna çözüm getirememişken, AB’ye yeni üye olan veya kapıda bekleyen ülkeler için azınlık hakları konusunu şart olarak koşuyor.

Yani zararın neresinden dönülürse kar misali… Ancak, azınlıkların korunması konusunda kendi içerisinde ortak bir tutum belirleyemeyen AB, aday ülkelerin azınlıkların korunması konusunda üstelendiği yükümlülüklerin dışında, bu ülkelerde bulunan tüm etnik ve kültürel gruplara pozitif haklar verilmesini talep ederken, “tutarsızlık ve çifte standart” uygulamakla eleştiriliyor.

Bu eleştirilere, azınlıklar konusunda AB içerisindeki tutarsızlığın neden olduğu kesin. Bu eleştirilerin ortadan kalkması ise, AB’nin azınlıkların korunması konusunda üye ülkeleri de bağlayıcı ortak standartların oluşturulması yönünde hukuki düzenlemeleri gecikmeksizin yapmasından geçiyor.

(Hülya EMİN - Gündem Gazetesi)


947 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın