• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

1991 yılından sonra sınırlarını Batılı ülkelere açan Arnavutluk, Katolik, Protestan, Mormon, Yehova Şahitleri, Evanjelist, Kalvinist, Adventist, Tele-evanjelist, Kadıyanist ve Bahaîlerin akınına uğradı.

Arnavutluk´ta Neler Oluyor?

1991 yılından sonra sınırlarını Batılı ülkelere açan Arnavutluk, Katolik, Protestan, Mormon, Yehova Şahitleri, Evanjelist, Kalvinist, Adventist, Tele-evanjelist, Kadıyanist ve Bahaîlerin akınına uğradı. (Ayhan Demir)

Geçen hafta, Arnavutluk´taydık. Tiran, Kruya (Akçahisar), Durres (Dıraç), Elbasan ve Berat şehirlerini ziyaret ettik. Tiran Büyükelçiği´mizden TİKA´ya, Yunus Emre´den ALSAR Yardım Vakfı´na, Müslüman Forum´dan Dünya Bektaşileri Federasyonu´na kadar birçok kurum ve bu kurumlardaki Türk ve Arnavut yetkili ile istişareler yaptık. Yediğimiz, içtiğimiz bizim olsun. Biz, izlenimlerimizi aktaralım.

Tiran´dan Gostivar´a, Preşova´dan Çamerya´ya, Prizren´den Üsküp´e, tüm Balkanların Arnavut politikasının şekillendiği yer Arnavutluk´tur. Bu sebeple Arnavutluk´ta, dinler ve mezhepler, hatta tarikatlar birbiriyle yarışıyor. 

Enver Hoca´nın ateist-totaliter rejimi, yıllarca, bu ülkedeki Osmanlı ve İslam düşmanlığının tohumlarını ekti. Ancak her şeye rağmen İslam´ı yok etmeyi başaramadılar.

1991 yılından sonra sınırlarını Batılı ülkelere açan Arnavutluk, Katolik, Protestan, Mormon, Yehova Şahitleri, Evanjelist, Kalvinist, Adventist, Tele-evanjelist, Kadıyanist ve Bahaîlerin akınına uğradı.

Vatikan, Müslüman Arnavutları dinlerinden döndürmek amacıyla, sayısız faaliyetler yürütüyor. Tiran´ın merkezindeki Katolik katedrali, üniversitesi, çok sayıda enstitüsü, gazetesi, radyosu ve hatta siyasi partisi, bu amaca yönelik çalışmalar yürütüyor. Ortodoks Kilisesi de kilise hastaneleri, devlet okulları, basın-yayın kuruluşları ve çeşitli şirketleri ile benzer amaçlar için çalışıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı´nın 2006 yılında yayımladığı, Arnavutluk´ta Din Özgürlüğü raporuna göre; Tiran Adliyesi´ne kayıtlı 245 kurum, grup, vakıf ve dini örgüt bulunuyor. Bu kurumlardan, 189´u Hıristiyanlara ve 34´ü Müslümanlara ait. Aynı rapora göre; Devlet Din İşleri Komitesi, 2004 yılında, bin 84 misyonere oturma izni verilmiş.

Ekonomik sorunlarla boğuşan Arnavutluk´ta, gelir dağılımında da tam bir uçurum yaşanıyor. Lüks ve oldukça eski otomobilleri, sık sık yan yana görebiliyorsunuz. Yolsuzluk, rüşvet ve kolay yoldan zengin olma gayreti, oldukça yaygın.

Ülkenin zayıf siyasal ve ekonomik yapısı, Arnavutluk üzerine derin hesap yapanların iştahını kabartıyor. Nüfusun büyük bölümü Müslüman olsa da, Katolik ve Ortodoks unsurlar, devlet kademelerinde oldukça etkinler.
İtalya ve Katolik kilisesinin siyasi ve parasal yatırımları, toplumun dini ve kültürel eksenini kaydırmayı amaçlıyor. Arnavutluk´ta yürütülen misyoner proje, öylesine kapsamlı bir hal almış ki, İncil dağıtmak, insanları Hıristiyanlığa çağırmak gibi faaliyetler, toplum mühendisliğine dönüşmüş.

Vatikan´ın azize ilan ettiği Terasa´nın resmini nüfus cüzdanlarına koyma girişimi, meselenin hangi boyutlara ulaştığının bir göstergesi. Allah´tan ki, Müslümanlardan gelen tepkiler netice vermiş ve bu fikirden vazgeçilmiş.

Arnavutluk´taki İslam kimliğine yönelik bir diğer tehdit de, Avrupa Birliği kriterleri  kapsamında yapılan anayasa değişikliğiyle, ülkedeki her dini fraksiyona diyanet teşkilatı kurma hakkı verilmesi. Bu girişimin asıl amacı Bektaşiliğin de, bir tarikat olmanın ötesinde, farklı bir din haline getirilmesi. Bu girişim başarıya ulaşırsa, Müslüman Arnavutluk da ortadan kalkmış olacak.

Arnavutluk´taki entelektüellerin büyük bölümü; Osmanlıyı, Arnavutları beş asır boyunca geri bırakmak, zorla Müslümanlaştırmak ve asıl kimliklerinden koparmakla itham ediyorlar. Ülkedeki ders kitapları da bu görüşü destekleyen yorumlarla dolu.

Ne yazık ki 2006 yılında imzalanan, ders kitaplarındaki karalayıcı ve düşmanca ifadelerin çıkarılması anlaşmasından, somut bir netice elde edilemedi. Böyle olunca, Osmanlı, Türk, İslam karşıtlığı üzerine inşa edilen Arnavut milliyetçi söylemi, resmi ideolojinin dilini de belirliyor.

Peki, Arnavutluk İslam Birliği ne yapıyor? Arnavutluk İslam Birliği, maalesef, dini ilimleri yetersiz kişiler tarafından yönetiliyor. İslam Birliği eski Başkanı Selim Muça, mühendis idi. Yeni Başkan İskender Bruçay ise psikoloji mezunu. Bir İslam Birliği Başkanı düşünün ki, bayram namazı kıldıramıyor. Hatta bugüne kadar cemaatin başına geçip, namaz kıldırdığı görülmemiş.

Arnavutluk İslam Birliği, başkan dahil, tamamen ´paralel yapı´ kontrolünde. Bünyesinde İslami Bilimler bölümü bulunan İslam Birliği´ne bağlı Bedir Üniversitesi ve İmam Hatipler (Medreseler), bu yapının kontrolünde. Eskiden ücretsiz olan İmam Hatipler, paralel yapının elince geçince, paralı hale gelmiş. Din dersleri üç saate indirilmiş. Buna karşılık, 13 saat İngilizce eğitimi veriliyor.

Arnavutluk Müslümanlarının durumunu, bu ülkedeki Türk kuruluşlarının faaliyetlerini ve paralel yapılanmayı, gelecek günlerde ayrıntılı ele alacağız. Ancak yazımızı birkaç çarpıcı örnek ile sonlandıralım: Arnavutluk´ta gasilhane bulunmuyor. Cenazeler, lavabo ve banyolarda yıkanıyor. Cenaze namazı kılınmıyor ve ölüler, takım elbiseler ile defnediliyor. 


Ayhan Demir - Yeni Akit
ayhan_demir@hotmail.com       (zambak.ba)
 


1029 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın