• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Yerel seçimler bitti. Ama seçimler asla bitmez, seçimin ardı yine seçimdir. Her seçim önemlidir, muhtarlık seçimi veya kat malikleri yönetim kurulu seçimi ile dernekler seçimi ve siyasi seçimler, hiç fark etmez; İnsanların seçimleri ve bizzat seçim e

RUMELİ-BALKAN MUHACİRLERİNİN SİYASETE BAKIŞ AÇISI VE BEKLENTİLERİ

Yerel seçimler bitti. Ama seçimler asla bitmez, seçimin ardı yine seçimdir. Her seçim önemlidir, muhtarlık seçimi veya kat malikleri yönetim kurulu seçimi ile dernekler seçimi ve siyasi seçimler, hiç fark etmez; İnsanların seçimleri ve bizzat seçim eyleminin kendisi değişmez bir ölçü içinde de olsa, önemlidir.

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve hemen ardından Genel seçimler var. Ben bu makalemde seçimlere farklı bir açıdan, muhacirlerin bakış açısından bakacağım. Referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu kapsamın dışında tutulacaktır. Burada yerel ve genel seçimlere muhacirlerin bakış açısından değerlendirmeler yapılacaktır. Bunun tespiti için mini bir anket yapmıştım. Günümüz ve gelecek de faydasını umduğum bu anket çalışmamı ve değerlendirmelerini aynen sizlerin de görüşlerinize sunuyorum.

Konuya girmeden önce önemle üzerinde durduğum konu şudur; biz Balkan muhacirleri ve oluşturduğumuz, yer aldığımız STK`larımız ne derece siyasetle ilgilenmeli, ne kadar içinde olmalı ve etkimiz ne olacak; ayrıca ortak bir konsensüs sağlanması mümkün mü? Şimdiye kadar denenmemiş olan ve tabu olarak görülen bu konularda ilk söyleyen ve yazan olmak şimşekleri de üzerimize çekecektir.

Siyasi alışmalar hala camiamızda korkulan bir olgudur. Muhacir STK ları hem siyasetten uzak durmak istiyorlar hemde el altından içinde olmak istiyorlar. Başarılı oluyorlar mı sorusuna verilecek cevap henüz mümkün değildir! olacaktır. Öncelikle hala Balkan muhacirleri aktif siyaset yapmaya hazır değiller. Balkan muhacirleri çok farklı bölgelerden gelmelerine rağmen ortak özellikleri Osmanlı Türk anasırı ve menşeili olmalarıdır.

Geldikleri dönemler ve vuku bulan olaylar benzer de olsalar, farklı tarihlerde ve nedenlerde olduğundan, göçle geliş tarihleri de farklıdır. Gelişler Türkiye Cumhuriyetinden önce ve sonra olarak iki döneme ayrılabilir. Cumhuriyet dönemi gelişler de ayrıca geliş sırasına göre farklı siyasi hükümetler döneminde olmuştur. Tüm bu parametreler Balkan muhacirlerinin yeni kimlik oluşturmasında farklılıklar arz etmektedirler.

Anketimiz telefon, sosyal mecra ( facebook, mailleşme, gruplarda ilan, v.b.) ve yüz yüze yapılmıştır. Ulaşılan deneklerin hepsi farklı zamanlarda gelmiş muhacir (Arnavut, Boşnak, Batı Trakya, Pomak, Torbeş, Yunanistan ve Bulgaristan Türkleri, Sancak ve Karadağlı v.s ) kökenlidir.

Bu giriş bilgilerinden sonra konuya girebiliriz. İlginizi çekeceğini umuyorum. Son olarak bu anket daha geniş bir değerlendirme ile İGMAN dergimizde verilmiştir (Ocak 2012).
 

İGMAN dergisi bir ilke imza atarak, özellikle Rumeli-Balkan camiasında sıkıntısını çektiğimiz ve eksikliğini hissettiğimiz bir konuyu; “ BALKAN MUHACİRLERİNİN SİYASETTEKİ YERİ VE BEKLENTİLERİ” `ni vurgulayan ve araştıran mini bir anket yaptı. Cumhuriyetin ilk kurulduğu dönemde ve tek partili dönemde daha etkin olan ve temsilen de siyasette aktif rol alan Balkan muhacirleri, tek parti döneminden çoğulcu demokrasi ve çok partili döneme girildikten sonra giderek siyasetten uzaklaşmış olduğu görülmektedir.

Günümüzde bunun sıkıntılarını daha da belirgin olarak hissetmekteyiz. Balkan savaşlarının 100 yılı münasebetiyle hatırlanan Rumeli muhacirleri kimdir, siyasetten ne beklemektedirler, ne düşünüyorlar ve neden uzak durmaktadırlar? Bu sorulara cevap aramak elbette hakkımızdır. Balkanlardan son 100 yılda çeşitli nedenlerle Türkiye’ye gelen öz be öz Türk ve Müslüman Balkan muhacirlerinin popülasyonu sanıldığından daha fazladır.

Tarihçilerin analizlerinden anlaşılmaktadır ki Türkiye’deki Balkan kökenli muhacirlerin oranı neredeyse ülke nüfusunun yarısına yakındır. Rakam olarak verecek olursak 30-35 milyon civarında Balkan muhacirinin olduğunu görürüz. Son günlerde Balkan savaşları konusunda hayli sempozyum, Konferans ve Paneller düzenlendi. Göç algısı ve etkileri, savaşın verdiği acı ve yaralar, savaşın ve kayıplarımızın nedenleri, niçinleri gibi konularda; askeri ve diplomatik sahadaki konularında üzerinde duruldu. İki konu vardı ki maalesef üzerinde pek durulmadı. Balkan savaşlarının İnsan ve Çevre Sağlığı üzerindeki etkileri ve Balkanlarda Siyaset!

Balkan (Hacâleti) incinme `sinin etkisi olsa gerek, sadece askeri olarak değil aynı zamanda siyasi olarak maruz kaldığımız/uğradığımız hezimetin sosyolojik ve psikolojik etkilerini en derinden yaşamaktayız hala. Sanırım sırf bu yüzden olsa gerek, Balkan kökenli muhacirlerin Siyaset hakkındaki görüşleri pek olumlu değildir. Osmanlı Ordusunun siyasete bulaşması ve bunun ordu içindeki olumsuz etkileri, Balkanlarda çok büyük bir toprak kaybına neden olmuştu.

Türkiye`ye gelen muhacirleri nedenleri olarak ikiye; mübadil ve zorunlu kaçarak gelmeler, zaman ve mekân olarak dörde; 1840 Mora İsyanı/1876 Berlin antlaşması/ ve 1911 erin başında gelenler (l. Dünya savaşı dâhil), Cumhuriyetin ilk yıllarında gelenler (ll. Dünya savaşı dâhil), 1950-1980 arası gelenler ve 1980/1992 Bosna savaşı sonrası ( Bulgar ve Sırp mezalimi etkisiyle) gelenler olarak ayırabiliriz. Bir de iç göç meselesi vardır ki buda Balkan muhacirleri üzerinde olumsuz bir etki bırakmış hatta muhacirlerin lokalleşmesine (Gettolaşma) ve mahalleleşmesine (kendilerinden olanlarla birlikte yaşamalarına) neden olmuştur. Buda sosyal ve siyasi olarak sessiz kalmalarına sebep olan bir faktör ola gelmiştir,  kanaatindeyim.

Tüm bu göç seyrinde yaşadıklarının yasını bile tutmaya fırsat bile bulamayan muhacirler, Türkiye içinde de kendilerine farklı davranışlar sergileyen ön yargılı bazı çevrelerce adeta dışlanmışlar ve ötekileştirilmişlerdi. Günümüzde bile hala bazı şehirlerde bu göçle gelen muhacirlerin “Gâvur” veya köylerine “Gâvur köyü” denilmektedir. Mesela İstanbul Şilede iki yeni köy vardır birinin adı Gâvur Yeniköy olarak halk arasında geçmektedir. Aynı durum Adananın Köprü Köyü Mahallesi içinde Gâvur Köyü olarak söylenmektedir.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Yozgat’ta (Boğazlıyan isyanı) ve Konya’da (Delibaş isyanı)  gelen muhacirler için yerli halkın isyan çıkartmaları ve hatta muhacirleri dışlamaları da ayrıca, Balkan kökenlilerin siyasetten uzaklaşmalarına neden olmuştur. İlk gelen göçler döneminde, Mesela İstanbul Pendik ve Bayrampaşa gibi Muhacirlerin çok olduğu yerlerde Muhacirlere yapılanları, torunları hala anlatmaktadırlar. Aynı duruma Adana’da, Narlıca mahallesinde bizzat kendim maruz da kalmıştım.

Örnek verdiğim olayları, muhacirler arasında siyasetten kopuş ve küskünlüklere de neden olan konular olarak görmekteyim. Aslında bu konu bir doktora tezi konusudur. Hatta bu konularda mutlaka sempozyum ve konferanslar düzenlenmelidir. Balkanların Türk yurdu olduğu ve oradan gelenlerin Türk soylu oldukları mutlaka anlatılmalıdır. Balkanların, coğrafi ve bölgesel yer adlarının Rumeli, Trakya, Adriyatik havzaları olarak tasnifini yapmalı ve bunların hepsinin de “Balkanlar” olduğunu tanımlamalıyız.
 
ANKET SORULARI VE YÜZDELERİ
 

Katılımcı sayısı: 1486 denek.
 

1- Rumeli kökenlilerin ülke yönetiminde yeterince etkin olduğunu veya temsil edildiğini düşünüyormusunuz?
 

 *ETKİN DEĞİL   % 85,45           
 
*TEMSİL EDİLMİYOR      % 80,00

 *ETKİN           % 10,90           
 
*TEMSİL EDİLİYOR    %16,35

  FİKRİM YOK     % 3,65
 

2- Adayın, Rumeli/Balkan (muhacir) kökenli olması mı yoksa Partisi mi sizin için önem taşır?
 

*PARTİ ÖNEMLİ ADAY ÖNEMLİ DEĞİL   % 34,54

*BALKAN KÖKENLİ OLMASI ÖNEMLİ, PARTİ FARK ETMEZ    % 65,45
 
3- Sizce, Rumeli/Balkan kökenliler mevcut Siyasi Partilerde mi temsil edilmeli veya Rumeli/Balkan patentli bir Partiye ihtiyaç var mı?
 

 *MEVCUT SİYASİ PARTİLER YETERLİDİR      % 76,36

 *BALKAN PATENTLİ BİR PARTİYE İHTİYAÇ VAR    % 23,63

                Giriş bölümüne ek olarak anket hakkındaki kanaatimizi sizlerle paylaşacağız. Deneklere 3 soru yöneltildi. 4. Soru katılımcıların muhacir olarak geldikleri coğrafi bölge hakkındadır.
 

DEĞERLENDİRMELER

1-            Deneklerden gelen sorulardan, hala Adriyatik, Rumeli, Trakya ve Balkan tanımlarının yerine oturtulamadığı anlaşılmaktadır. Balkanlılık tanımının ağırlıklı olarak tanımlanması konusunda zorluklar var.

2-            Göçmen ve Muhacirlik kavramlarının da henüz tam olarak anlaşılabilmiş/anlaşılabilir (ortak bir kavram geliştirme anlamında) olmadığını tespit etmekteyiz. Muhacir mi yoksa Göçmen miyiz? Sorusu dikkat çekicidir.

3-            Deneklere ulaşma konusunda zorluklar var. Mesela bazı grup moderatörleri, üyelerini etkilemekte ve soruları cevaplandırmamaları konusunda üstü kapalı mahalle baskısı yapmaktadır. Bu tür kapalı gruplarda muhacirler sadece ve sadece kendi soydaşları gördüklerini kabul ettiğinden iletişim kendi içinde bir kısır döngü yaratmaktadır. Genelde birkaç aktif üye ve grup moderatörleri nin fikirlerinin tartışıldığı bu grupların olumsuz da olsa ankete cevap yerine; “ grubumuzda siyasete yer yok. Yolunuz açık olsun.” Veya anket sorularını beğenmedik, neden sadece üç bölge belirtilmiş gibi nedenlerle karşılaştık.

Sadece bu nedenler bile aslında ankete katılım açısından cevap olarak bize yeterli gelmiştir. Yani bu yorumlar bile Balkan muhacirlerinin siyasete bakış açısını yansıtması açısından bize bir fikir verebilmektedir. Açıkçası bu kapalı grupların ifadesine göre “Siyaset” hala bir “tabu”` dur. Konuşulmasından ve tartışılmasından rahatsızlık duyulmaktadır ki bu tür gruplar daha çok Balkanlardan gelen “Boşnak” kökenlilerin oluşturduğu döngüsel iç yapılardır. Üye sayısı 400`e yakın olan bir grubun moderatör`ü ile bir üyesinin anketle ilgili cevapları;

a)            “SEVGİLİ UFUK BEY,  KONUYA İLGİNİZE TEŞEKKÜR ETMEKLE BERABER ANKET SORULARI İLE İLGİLİ ÇEKİNCELERİM OLDUĞUNU İFADE ETMEK İSTİYORUM ANKET SORULARINDA ÖZELLİKLE SEÇENEKLERDEKİ KISITLILIK VE SORULARIN SORULMA ŞEKİLLERİ YÖNLENDİRMELERE VE İSTENMEYEN SONUÇLARIN ÇIKMASINA SEBEP OLABİLİR. GELİŞ YERİ AÇISINDAN PARANTEZ İÇERİSİNDE 3 YER VERİLMİŞ VE ÇOK GENİŞ VE HERKESİ KARŞILAMAYAN BAŞLIKLAR KULLANILMIŞ VE 3. SORUDA DA  “RUMELİ BALKAN PATENTLİ” KISMINDAN BİR ŞEY ANLAYAMADIM. SONUÇTA BU SORUNUN ŞU ANKİ MEVCUT DURUM İÇİNDE TOPLUMUMUZA NASIL BİR FAYDA GETİRECEKTİR? SONUÇTA OCAK AYI İÇİNDEKİ DERGİDE SUNULMAK İSTENİYORSA YETERLİ SAYIDA İNSANA ULAŞILAMADIĞI TAKDİRDE ÇIKABİLECEK SONUÇLARIN TÜM TOPLUMUMUZU TEMSİL ETMEYECEĞİ  VE BİZLERE BAKIŞI FARKLI YÖNLERE ÇEKEBİLECEĞİ AŞİKARDIR. ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRİLİRKEN SONUÇLARIN ANLAMLILIK KAZANMASI İÇİN BİR TAKİM İSTATİSTİK VERİLERİN VE UZMANLARIN VE BİLİMSEL VERİ ANALİZLERİNİN SÜZGECİNDEN GEÇTİKTEN SONRA AÇIKLANABİLİR VEYA KULLANILABİLİR HALE GELEBİLİR. SORDUĞUNUZ SORU ARABA SEÇİMİNDE HANGİ RENGİ TERCİH EDERSİNİZ? OLSA İDİ ÇIKABİLECEK SONUÇLAR FARKLI DEĞERLENDİRİLİRKEN, RUMELİ BALKAN PATENTLİ BİR PARTİYE İHTİYAÇ VAR MIDIR SORUSUNDAN ÇIKARILABİLECEK SONUCUN DEĞERLENDİRİLMESİNİN, ÜSTTEKİ SORUDAN ÇIKABİLECEK SONUCUN DEĞERLENDİRİLMESİ KADAR MASUM OLMAYACAĞI ŞİMDİDEN BELLİDİR. BU BAĞLAMDA SİYASET VE TOPLUMUMUZ İLE İLGİLİ KONULARI MÜMKÜN OLDUĞUNCA BİR ARAYA GETİRMEMEK VE İNSANLARI SEÇİM YAPMAYA VE BU KONUDA FİKİRLERİNİ AÇIĞA ÇIKARICI UYGULAMALARDAN KAÇINMANIN DAHA DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. SONUÇTA EVET´´RUMELİ PATENTLİ´´ PARTİYE İHTİYAÇ VARDIR DENİLİRSE BU ANKETİ KATILANLARI NASIL OKUMALIYIZ?”

b)           “Umarım beklentilerinizi karşılar konu siyaset olunca işler bazen karışabiliyor kolay gelsin.”

c)            “Siyaset veya Siyasete bakış v.b konuların bu platformda dolaylı da olsa getirilmesi veya değerlendirilmesinin yeri değil düşüncesindeyim.”

4-            % 3,65 lik bölüm fikrim yok dese bile ankete olumlu veya olumsuz yorumlarıyla katkıda bulunmuşlardır. Bu yorumlar daha; “çok geç bile kaldık, artık bir olmalıyız. Hala ne duruyorsunuz. Bu ankete ne gerek vardı.” Gibi konularda yapılmıştır. En ilginç yorumlar ise şunlar olmuştur;

a)            “ANKETİN SUNULDUĞU SAYFALAR, ANILAN DERGİNİN PROFİLİ PARTİLER ÜSTÜ YAKLAŞIMDA OLABİLSE, SONUÇ DA "PARTİLER ÜSTÜ BAKIŞ AÇISI" OLURDU... GELDİKLERİ YERDEN HENÜZ BAĞI KOPMAMIŞ KİŞİLERİN "EN PRAGMATİK BAKIŞI" BU OLABİLİR ANCAK... GERÇEK ANLAMIYLA SİYASET, DAR KULVARLA veya TABELAYLA SINIRLANAMAYACAK KADAR GENİŞ ANLAMLI BİR KELİME. BİZATİHİ İNSAN YAŞAMI”

b)           “1)YETERİNCE TEMSİL EDİLMİYOR/ OLANLARDA TEMSİL YÖNÜNDE ZAYIFLAR.2)PARTİSİ TABİİ Kİ ÖNEMLİ EN AZINDAN EVLAD-I FATİHAN`LARIN İNANMIŞ OLDUĞU DEĞERLERİ TEMSİL EDEN BİR OLUŞUM OLMASI AMA YOKSADA OLMAZSA OLMAZIM MUHACİR OLMASI 3)TÜRKİYE DE YAŞAYAN MEVCUT RUMELİ BALKAN NÜFUSUNU DÜŞÜNÜR İSEK X BİR PARTİ KURULMASINDAN YANAYIM 4) KOSOVA PRİŞTİNE”

c)            “İŞTE BUNUN İÇİN RUMELİLER BAYRAK VATAN SEVGİSİYLE DOLU, 1 TOPLUMUZ 1 DE SANDIKTA 1 OLABİLİRSEK,  A PARTİ B PARTİ 1 YERDE ÖNEMLİ OLMAZ. YETER Kİ 1 BİRİMİZİ DESTEKLEYİP, SON GÜN OYUNA GELMESEK… İŞTE O ZAMAN TÜM DÜNYA DOSTLARIMIZI KURTARABİLİRİZ. TEK ÇAREMİZ PARLAMENTOYA İŞİN EHLİ OLANLARI GÖNDERMEMİZ LAZIM HİÇ 1 ŞEY GEÇ DEĞİL.”

d)           Sevgili dostum sorularına cevap vermeye çalışacağım 1.soru etkin değil.2.sorunuza Partinin siyasi görüşü önemli.3.sorunuza her iki şık bence yanlış ancak daha kucaklayıcı bir partiye ihtiyaç var.4.sorunuza Sancak (Karadağ).

Bu tür görüşlerin hepsini anketimiz değerlendirmesinde, bizatihi sonuçların kendisi vermektedir. Elbette biz görüş ve değerlendirmemiz yapacağız. Okuyucu, kendi yorumunu yapacaktır. Hatta düşünce ve görüşlerini bize yazan gruplarında sanırım anketten kendilerine göre yorumlar çıkaracaklardır. İddia etmiyoruz ve yönlendirme yapmıyoruz derken, İGMAN olarak Anketi yapanlarında cesurca görüşlerini kamuoyuyla paylaşması sanırım kimseyi rahatsız etmemelidir.

5-            Anketin yansıttığı sonuçların en önemlileri;  Muhacirlerin TBMM`i ve siyasi partilerde rol alıp almadığı ve rol almalarının gerekliliği üzerinedir. Asli unsur olan muhacirlerin ülkemizin kaderinde ne kadar söz sahibi olduğunu ortaya koymak adına, yapıya bir tuğlada biz katkıda bulunalım istedik. Bu bağlamda 1. Soruya verilen cevaplar çok açık olarak muhacirlerin siyasette % 85, 45 oranında etkin olmadıklarını, % 80 temsil edilmediklerini, % 10,90 oranında etkin olduklarını ve % 16,35 olarak temsil edildiğini göstermektedir.
TBMM`i ve mevcut 3 büyük siyasi parti içerisindeki muhacir kökenlilerin oranına bakacak olursak bu sonuçlarla paralellik arz ettiklerini göreceksiniz. TBMM de kaç tane Balkan kökenli muhacir vekil vardır? Veya kaç tane Belediye başkanı vardır? Sonuca göre 93 milletvekili olmalıdır. Fakat olmadığını hepimiz biliyoruz. Ve hatta bu sayının 50 civarında olduğunu düşünüyoruz. Varsa bile muhacir kökenli vekiller kendilerini söylemiyorlar sonucu çıkacaktır ortaya.
Zaten yapılan faaliyetlere katılan vekil sayısı en iyimseriyle 30 `u geçmektedir. Bunu Belediye başkanlarına da oranlarsak sonuç değişmeyecektir. Parti içindeki PM üyeleri, Belediyelerdeki meclis üyeleri içinde bu konuda ne söyleyebiliriz diye düşünmek lazım. Öyle ki anketimiz elbette sınırlıdır. Muhacirlerin mübadil olarak ve göçle geldikleri şehir sayısı 67 vilayet üzerinden 52 dir. Anket demek zaman, mekân, para, personel, emek demektir. İGMAN mini anketi sadece bir girizgâh açmak amacındadır.

6-            2. Soruya göre partilerde aday olarak muhacirlerin de olması arzulanmaktadır. Adayın Balkan kökenli olması önemlidir, Parti fark etmez diyenlerin oranı % 65,45 tir. Parti önemli diyenler ise % 34,55 tir ki bu oranda küçümsenmeyecek bir değerdir. Ankete cevap veren deneklerden her üç kişiden biri parti fark etmez demektedir. Bu duruma neyin sebep olduğunu bulmak ve Partilerden mi yoksa muhacirlerden mi kaynaklandığını anlamak için daha detaylı bir ankete ihtiyaç vardır.

7-            3. Soruya göre; Mevcut siyasi partiler yeterlidir diyenlerin oranı % 76,36; Yeni bir Balkan patentli  (muhacirlere hitap eden, muhacirlerden oluşan ve Balkanlıları sevenlerden oluşan) Parti kurulsun diyenler ise % 23,63 tür. Patent terimi bilindiği gibi bir buluş veya usulün/fikrin bulana verildiği bir belgedir. Burada “Patent”, muhacirler tarafından kurulan bir parti için benzetmedir. Verilen cevaplardan deneklerin bunu anladığı anlaşılmaktadır.

Bu soruya yaklaşık dört denekten biri  “Yeni bir Balkan Partisi Kurulsun”  cevabını vermiştir. Bu arzu edilebilir masumane bir istektir. Çoğunluğun “Mevcut Partilerde Siyaset” yapılsın olarak verdiği cevap, muhacirlerin yeni parti kurulmasını istemediklerini göstermektedir. Fakat %23 lük oranında dikkate alınması gerekmektedir. Bu mevcut partilere bir uyarı/ikaz niteliğindedir. Partinizde muhacirlere yer verin sizi destekleyelim, sonucunu çıkarabiliriz. Yani bu değerler açık değerler olup farklı yorumlandırabilir.

20 milyon muhacirin seçmen kitlesi yaklaşık 14 milyon olarak ele alınırsa, yeni bir muhacir partisinin kurulması karşılığında hazırda 2 milyon 400 bin seçmeni var demektedir. Veya, mevcut bir parti muhacirlere rol/görev verir de aday olarak gösterirse bu oran sandığa da yansıyacak anlamına da gelebilir. % 76 lık 13 milyon 600 bin seçmen ise 3 büyük partiye zaten oy vermektedir. Bu muhacir seçmen kitlesi partilerin iştahını ancak ve ancak bilinçli muhacir seçmenler olursa çekebilir. Aksi takdirde değişen bir şey olmayacaktır.

8-            Ankete katılanların hemen hepsi Balkan kökenli muhacirlerdir. En yaşlısı 1935, en genci ise 1991 doğumludur. Anket duyurusu 3 şekilde yapılmıştır. Telefonla, Yüz yüze ve sosyal mecra vasıtasıyla. Ayrıca 10 federasyon ve yaklaşık 150 derneğe e-mail çekilmiştir. Katılım 1486 kişinin katılımıyla yani ulaşılabilenlerin yaklaşık % 8`lik dönemlerinden alınan cevaplarla tamamlanmıştır.
Bu anket konusunda yapılan tek ve ilk ankettir.
 
--
 
UFUK SÜSLÜ
İşlt. Uzm./ İGMAN Editörü
 


1191 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın