• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

eçen hafta Bulgaristan’da “faşist” marjinal bir kısım örgütlerin organize ettiği ve yöneticilerin de göz yumduğu, Filibe Cuma Camiine yapılan saldırı ve Vakıf mallarının Bulgaristan Baş Müftülüğüne İadesi Davası görülen, Filibe Mahkemesi ile T.C. Fil

BULGARİSTAN GÜNDEMİ 
 
eçen hafta Bulgaristan’da “faşist” marjinal bir kısım örgütlerin organize ettiği ve yöneticilerin de göz yumduğu, Filibe Cuma Camiine yapılan saldırı ve Vakıf mallarının Bulgaristan Baş Müftülüğüne İadesi Davası görülen, Filibe Mahkemesi ile T.C. Filibe Başkonsolosluğu önünde yapılan sokak gösteri ve eylemlerinden ibaret değildi.
 
Ömer DORUK  01.03.2014

Geçen hafta Bulgaristan’da “faşist” marjinal bir kısım örgütlerin organize ettiği ve yöneticilerin de göz yumduğu, Filibe Cuma Camiine yapılan saldırı ve Vakıf mallarının Bulgaristan Baş Müftülüğüne İadesi Davası görülen, Filibe Mahkemesi ile T.C. Filibe Başkonsolosluğu önünde yapılan sokak gösteri ve eylemlerinden ibaret değildi.

Bulgaristan Parlamento’sunda görüşülen seçim yasa tasarısıyla, Türkiye’de yaşayan ve çifte vatandaşlığa sahip yüz binlerce Bulgaristan Türkünün, bu ülkedeki doğum yerlerine gelerek oy kullanmaları da engellenmiş oldu. Kabul edilen maddede, seçim gününden önce en az 3 ay Bulgaristan veya AB üyesi ülkelerde ikamet etmemiş vatandaşların oy kullanmasını yasaklıyor. Seçim propagandasının Anadili’nde yürütülmesi ile ilgili maddenin oylanması öncesinde, bunu savunan ve söz alan HÖH Partisi Milletvekili Hüseyin Hafızov’un konuşması ve ona gösterilen tepki ile bir kısım Bulgar Vekillerin “kimin hoşuna gitmezse,Anadolu’ya gitsin” sesleri arasında Genel Kurul Salonunu terk edişleri de, geçen haftaya damgasını vurdu. Parlamentoda geçmişte Türk ve Müslümanlara uygulanan “Asimilasyon” bu şekilde bir daha gündeme gelmiştir.

Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu da 24.12.2013 tarihinde Bulgaristan’daTürk ve Müslümanlara uygulanan Asimilasyonun yıldönümünde yayınladığı kınama bildirisinde özetle  “Bulgaristan’da Türk ve Müslümanlara Yapılanları Unutmadık Unutturmayacağız “ denmektedir. 2014 yılı Asimilasyonun 30.Yıldönümü, Unutmamak için Bulgaristan’da yaşananları hatırlamak ve bütün yönleriyle bilmek gerekir.

Bu konuda elde edilen en son bilgiler 2013 yılında yayınlanan, “Asimilasyon”un Bulgaristan’da Komünist Rejimin uygulandığı döneme ait olup, Gizli Arşiv belgelerinden oluşan 1.Cilt - “Devlet Güvenlik- İsimlerin Değiştirilmesi-Yeniden Doğuş Süreci” (1944-1985) ve aynı adla 2.Cilt (1986-1990) tarihleri arasındaki dönemleri kapsamaktadır.

Komünist Yönetimin Kararları, Gizli Servisin Faaliyet Raporları, MVR(İç İşleri Bakanlığı)’Nın uygulama ile ilgili sorun ve bilgiler, Ordu İstihbarat Raporları ve Ajanların gönderdiği bilgilerden oluşan belgelerin yer aldığı bu kitaplar. Bulgaristan’daki Türk-Müslüman toplumuna o dönemde yapılanları gösterdiği gibi, bugün cereyan eden olayları ve yarınlarına da ışık tutacak ve yol gösterecek mahiyettedir. Kitaplar akademisyenlerin de yer aldığı bir komisyon tarafından hazırlanmış. 1.Ciltte yer alan Giriş bölümünde:

“Aslında Müslümanlara yapılan asimilasyonu sadece Komünist dönemi ile sınırlamak da doğru değildir, çünkü Bulgaristan’ın kurtuluşu ile birlikte (1877- 1878 Türk-Rus Savaşı) bu süreç başlamıştır. Müslüman azınlığın Bulgar halkı ile bütünleştirme girişimleri Balkan Savaşları ve Birinci Dünya savaşında da devam etmiştir. Ancak bu dönemde Bulgar Monarşisinin bu yönde (Müslümanlara karşı)  tam oturmuş bir politikaları da yoktur, dini özgürlükler ve azınlık olarak kültürel haklar nispeten kullanılabilmiştir. Türk azınlık okulları (Antlaşmalar gereği) ve Türkçe yazılı basın ve kitaplar az miktarda da olsa basılıp yayınlanabilmiştir. Bulgaristan Türkleri arasında XX yüzyılın 30’lu yıllarında Kemalizm’in yaygınlaşması ile Müslümanların Bulgaristan’dan kovulması ve takibine başlanmıştır.İkinci Dünya Savaşından sonra Bulgaristan’da yeni kurulan Komünist Yönetim ile birlikte, Türk Milliyetçiliğinin (Nasyonalizmi) 1945 yılından itibaren Müslüman toplum arasında yaygınlaşması, yönetim tarafından büyük bir problem olarak görülmüştür. Bu kitle gizli servisin hedefi haline gelmiş, sayıları, psikolojileri ve göç eğilimleri araştırılmaya başlanmıştır. Müslüman Dini (kapalı yaşam tarzı) genel toplumdan ayıran, azınlıkları ifade eden bir işaret olarak görülmüş ve yeni yönetimce “sosyalist sistemin inşasına” engel teşkil edecekleri kanısı yerleşmiştir.Bu durum BKP Yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda , DS-Devlet Güvenlik teşkilatı ile koordineli olarak 1953 yılından itibaren Müslümanlara karşı birçok etkinlik başlatılmasına sebebiyet vermiştir.İlk olarak Müslüman vatandaşların(Türk-Arap) adlarının,zorla Bulgar (Hıristiyan- Slav) adları ile değiştirilmesi için yeni Kimlikler  (Pasaport) verme işlemleri başlatılmış. Devamında ”Kültür Devrimini” gerçekleştirmek için de XX yüzyılın 60’lı,70’li ve 80’li yıllarında Bulgaristan’daki Müslümanların Örf, Adet ve Giyim tarzı hedef alınmıştır.

1944- 1989 zaman sürecinde değişik safhalardan oluşan yönetimin bu girişimleri, barışçı yollarla yapılan denemelerde tam bir başarı elde edilemeyince meselenin zorla kabul ettirilmesi fikri hakim olmuştur. Müslümanlara ise Periyodik olarak yasaklanan geleneksel Örf Adetlerinden- Düğün törenleri, Sünnet ve Defin işlemlerinde tercih hakkı tanınmamıştır.

Partinin almış olduğu yasak ve kararlarına karşı koymaları halinde, Müslümanlar hakarete ve saldırıya uğramaktadırlar, ayrıca haklarında takibat da başlatılmaktadır. BKP Parti Yöneticisi  Müslümanlar dahi bu kurallara uymak mecburiyetindedir, aksi takdirde ihraç edilmektedirler.

Bu dönemde BKP nin bu yöndeki kararlarının, nasıl uygulandığını denetlemek için DS (Devlet Güvenlik)  bir Denetim Organı gibi görev yapmış ve çoğu zaman eksiklikleri tespit ederek görevlileri uyarmış, ajanları ile araştırmış, yol göstermiş ve yardımcı olmuştur”diyor.

Bulgar Gizli Servis Arşiv belgelerinde yer alan bu gerçekler, Bulgarca ve İngilizce olarak kitaplaştırılmış ve hiçbir şekilde inkar edilemez. Nihayet Bulgar Parlamentosu Araştırma Komisyonu Raporuna da konu olan bu döneme ait gizli belgeler neticesinde, 11.01.2012 tarihinde Bulgaristan Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından kabul edilen “BİLDİRİ” ile geçmişte “BULGARİSTAN’DA TÜRK VE MÜSLÜMANLARA” yapılan Asimilasyon uygulamalarının yanlış olduğu kabul ve ilan edilerek yapılanlar KINAMIŞTIR. Ancak bildirideki süreç işletilmediği için ilerleme sağlanamamış, hukuki süreç de zamanaşımı nedeniyle durdurularak buna sebebiyet veren suçlular da cezalandırılamamıştır.

Uygulandığı 1985 yılından itibaren Birleşmiş Milletler, ABD ve AB kuruluşları tarafından da “Bulgaristan’da Azınlıklara uygulanan Asimilasyon “ tespit ve tescil edilmiştir. Bulgaristan’da bir kısım mihrakların gündemde tutmak istediği “Asimilasyon Yaşanmadı” şeklindeki girişim ve çabaları boşunadır. Bulgaristan’da Asimilasyon yaşanmıştır, bundan sonra da bu konudaki belge ve bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz. Ancak etnik barışın muhafaza edilebilmesi için, buna maruz kalanlar rahatlıkla bunları ülkesinde anlatabilmeleri ve gelecekte böyle olayların yaşanmayacağının güvencesini isteyebilmeleri ve hatta yapılanların ortadan kaldırılmasını da her platformda dile getirmeleri en doğal haklarıdır. 

Ömer DORUK 

01.03.2014

Kaynak:RUBASAM
http://www.rubasam.com/NewsDetail.Asp?NewsID=3668&Title=BULGAR%EF%BF%BDSTAN-G%EF%BF%BDNDEM%EF%BF%BD---%EF%BF%BDmer-DORUK

 



1150 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın